32 Sayılı Kararda Yapılan Değişiklik Döviz Cinsinden Veya Dövize Endeksli Sözleşmeleri Nasıl Etkileyecek? 13 Eylül 2018
13 Eylül 2018 tarih ve 30534 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği üzere, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu değişiklik ile; bundan böyle, Türkiye’de yerleşik kişiler arasında,aşağıda belirtilen sözleşmelerdeki bedeller, döviz cinsi veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamayacaktır:
· Menkul ve gayrimenkul alım satım sözleşmeleri;
· Taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama sözleşmeleri;
· Leasing sözleşmeleri;
· İş Sözleşmeleri;
· Hizmet sözleşmeleri;
· Eser Sözleşmeleri.
İlgili Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde yer alan değişikliklerin Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen haller dışında uygulanacağı belirtilmiştir. Hali hazırda, istisnalara ilişkin ilgili Bakanlıkça bir belirleme yapılmamıştır.
Bu düzenlemenin ortaya çıkaracağı başlıca önemli hususlar aşağıdaki gibidir.
1. Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarih olan bugün itibarıyla döviz cinsinden veya dövize endeksli kira sözleşmesi, mal alım & satım sözleşmem mevcut. Bu şekilde para cinsinden ödeme yükümlülüğü ne olacak? Bu hükümler artık geçersiz mi?
Kararnamede düzenlendiği üzere, yukarıda listelenen sözleşmeler kapsamında, öncesinde akdedilmiş ve hali hazırda yürürlükte olan bu tip sözleşmelerde döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan bedeller, yürürlük tarihinden itibaren 30 gün içerisinde, Türk parası olarak yeniden belirlenmelidir. Bakanlıkça belirtilen haller istisna tutulmakla birlikte, hali hazırda bu istisnalara dair herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Hali hazırda, bu değişikliğe aykırı olarak akdedilen sözleşmeler için Türk Borçlar Kanunu’nun 27.maddesi gereği, tam veya kısmi hükümsüzlük öngörmemektedir. Aksine, yürürlük tarihinden itibaren tanınan 30 günlük süre içerisinde “iradi” olarak uyarlama – yani Türk Lirası olarak yeniden belirleme - yapılması öngörülmüştür.
2. 30 gün içerisinde yeniden belirlemeyi hangi kriterleri dikkate alarak yapacağım?
Türk Lirası olarak yeniden belirleme için hangi kriterlere tabi olunacağına dair herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla, ilgili sözleşmelerin tarafları Türk Lirası olarak yeniden belirleme yaparken anlaşılacak tutar üzerinde herhangi bir sınırlamaya tabi olmadan serbestçe anlaşma sağlayabileceklerdir.
3. Döviz cinsinden fatura düzenlediğim bir iş yapıyorum. Bundan sonra faturalarımı hangi para cinsinden düzenlemem gerekiyor?
Kararname, “Türkiye’de yerleşik kişiler”e atıfta bulunmaktadır. 32 Sayılı Karar’a göre, Türkiye’de yerleşik kişiler “Yurtdışında işçi, serbest meslek ve müstakil iş sahibi Türk vatandaşları dahil Türkiye’de kanuni yerleşim yeri bulunan gerçek ve tüzel kişiler” olarak tanımlanmıştır. Bu kapsamda, bu tanımda yer alan taraflar arasında yer alan yukarıda listelenen sözleşmelere dayalı olarak düzenlenen döviz cinsinden veya dövize endeksli faturaların 30 gün içerisinde taraflarca Türk lirası olarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
4. Taraflar 30 gün içerisinde anlaşamaz ise sonucu ne olacaktır?
Taraflar, 30 günlük süre içerisinde, Türk Lirası olarak yeniden sözleşmedeki ödeme yükümlülüklerini belirleyemezler ise, 30 gün sonunda sözleşmelerdeki ödemelere dair yükümlülükler Türk lirasına uyarlanmış addedilmekle birlikte söz konusu tutarın belirsizliği söz konusu olacağından, sözleşmenin herhangi bir tarafı bu durumda, döviz cinsinden veya dövize endeksli tutar üzerinden belirsiz olan Türk lirasının karşılığının tespitine dair hakimden talepte bulunabileceklerdir. Örneğin, dolar üzerinden kira bedelinin belirlendiği bir kira sözleşmesi kapsamında taraflar 30 gün içerisinde Türk lirası olarak yeniden belirleme konusunda anlaşamazlar ise, söz konusu sözleşme geçersiz addedilmeyecek ve/veya sırf bu neden tahliye sebebi olmayacaktır. Taraflardan herhangi biri, hakimden sözleşme bedelinin tespitini talep edebilecektir.
5. Yurt dışına döviz cinsi içeren fatura düzenliyorum / Yurt dışından aldığım hizmetler için tarafıma döviz cinsi fatura düzenleniyor. Devam edebilir miyim?
Yukarıda belirtildiği üzere, Türkiye’de yerleşik kişi tanımı kapsamında olmayan taraflar arasında, döviz cinsinden veya dövize endeksli sözleşmeler yapılabilmekle birlikte, bu şekilde faturaların düzenlenmesinde herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
6. Döviz cinsinden belirlenen sözleşmemde artık ödeme yükünü kaldıramıyorum; sözleşmeyi feshedebilir miyim?
İlgili değişiklik, taraflara 30 günlük süre içerisinde Türk lirası üzerinden yeniden belirleme hakkı tanımakla birlikte, herhangi bir feshe ilişkin düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle, döviz cinsinden belirlenen sözleşme ile ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesinde bir sıkıntı yaşanıyor olması, Kararname ile birlikte sözleşmenin feshi hakkı tanımamaktadır.
7. Kararnameden önce düzenlenmiş ancak henüz vadesi gelmemiş döviz cinsinden çeklerin akıbeti ne olacak?
Döviz cinsinden veya dövize endeksli yukarıda belirtilen sözleşmelere istinaden ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesine dair düzenlenen yabancı para birimi üzerinden düzenlenmiş çekler bu Kararname’den etkilenmeyecektir. Dolayısıyla, yabancı para üzerinden düzenlenen çekler geçerliliğini koruyacaktır.
8. Türkiye’de yerleşik bir bankadan döviz cinsinden veya dövize endeksli kredi de Türk Lirası olarak belirlemeye mi gidilmesi gerekecektir?
Kararnamede kredilere dair herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle döviz kredilerinde herhangi bir yeniden belirlemeye ilişkin bir işlem yapılması gerekmemektedir.
9. Kararname tarihine kadar yerine getirmiş olduğum ödeme borcuma istinaden herhangi bir talepte bulunabilir miyim?
Kararname tarihine kadar ödenmiş olan bedellere ilişkin, söz konusu yükümlülük yerine getirilmiş olduğundan herhangi bir uyarlama vs. talep hakkı bulunmamaktadır. Fakat, Kararname tarihine kadar, “ihtirazı kayıt” ileri sürerek yapılan ödemelere dair, öncelikle Türk lirası olarak yeniden düzenleme yoluna gidilmesi bu konuda anlaşma sağlanamaması halinde, hakimden uyarlama talep edilmesi söz konusu olabilecektir.
10. Kararname döviz cinsinden maaş almakta olan işçi ile işveren arasındaki iş sözleşmesini de kapsıyor mu? Bundan sonra bu işçiye maaşını nasıl ödemem gerekiyor?
Yukarıda da belirtildiği üzere kararname ile yapılan değişiklik ile; Türkiye’de yerleşik kişiler arasındaki iş sözleşmelerdeki ücret ve yan haklar da bundan böyle döviz cinsi veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamayacaktır.
Daha önce akdedilmiş olup halihazırda yürürlükte bulunan iş sözleşmelerinde döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan ücret, maaş ve diğer yan hakların ise kararnamenin yürürlük tarihi olan bugünden itibaren 30 gün içinde Türk Lirası cinsinden yeniden belirlenmesi; dolayısıyla bundan böyle ödemelerin yeniden belirlenen tutar üzerinden ve Türk Lirası cinsinden yapılması gerekecektir.
Türk Lirası olarak yeniden yapılacak belirleme için herhangi bir kriter bulunmuyor olduğu için sözleşmenin tarafları olan işçi ve işveren; iş görme edimi karşılığında işçiye ödenmesi gereken ücret ve yan hakları serbest iradeleri ile istedikleri gibi Türk Lirası olarak uyarlayabileceklerdir.
Bu hususta işçi ve işveren arasında anlaşmazlık olması halinde taraflar; döviz cinsinden veya dövize endeksli tutar üzerinden belirsiz olan Türk lirasının karşılığının tespitine dair hakimden talepte bulunabileceklerdir. Dolayısıyla özel olarak düzenlenmemiş olmakla birlikte böyle bir durumun her iki taraf için de sözleşmeyi feshetme hakkı tanımadığını söylemek mümkündür.
11. Anlaşmazlık halinde sözleşmeyi bu nedenle fesheden çalışana kıdem tazminatı ödemek zorunda mıyım?
Daha önce sözleşme ile döviz cinsinden kararlaştırılan maaşın Türk Lirası cinsinden yeniden belirlenmesinde anlaşmazlık olduğu için sözleşmenin işveren tarafından feshedilmesinin “geçerli neden” olmayacağı; aynı şekilde anlaşmazlık üzerine sözleşmeyi fesheden işçinin de kıdem tazminatına hak kazanmayacağı kanaatindeyiz.
12. Sözleşmenin bu veya herhangi bir nedenle sona ermesiyle hak kazanılan tazminat ve alacak hesaplamaları hangi cinsten yapılacak?
Aynı maaş ödemeleri gibi işçiye ödenmesi gerekecek kıdem ve ihbar tazminatı diğer hak ve alacakların da bundan böyle Türk Lirası cinsinden yeniden belirlenecek maaş üzerinden hesaplanması gerekecektir.
Diğer Haberler
-
20.10.2025
Borçlu Dışındaki Kişiye Ait Malların Haczi ve Hukuki Hakların Korunmas
İcra takibi sürecinde borçlunun malvarlığına dahil olmayan üçüncü kişilere ait malların haczi, uygulamada sıkça karşılaşılan ve ciddi mağduriyetlere yol açan bir durumdur. Özellikle eşler arasında mal rejimi kaynaklı belirsizlikler ile birlikte mülkiyet ilişkileri, icra işlemlerinde mülkiyetin kime ait olduğunun doğru şekilde tespitini zorlaştırmaktadır. Bu kapsamda, borçlunun eşinin veya bir başka üçüncü kişinin malı üzerine haciz tatbik edilmesi halinde başvurulabilecek hukuki koruma yollarının en önemlisi istihkak iddiasıdır.
-
19.10.2025
Rekabet Hukuku Çerçevesinde Birleşme ve Devralmalar ve Bildirim Yükümlülüğü
Birleşme ve devralmalar (M&A), şirketlerin büyüme ve yeniden yapılanma stratejilerinin merkezinde yer almaktadır. Şirketlerin gerek ulusal, gerekse uluslararası ölçekte genişleme, pazar paylarını artırma yahut yeni pazarlara giriş yapma amacına hizmet eden bu işlemler, yalnızca ekonomik ve ticari sonuçlar doğurmakla kalmayıp, aynı zamanda ilgili pazardaki rekabet dinamiklerini doğrudan etkileyebilme potansiyeli taşımaktadır. Bu sebeple, birleşme ve devralma işlemleri, pazardaki rekabet yapısını etkileyebilir. Bu özelliğinden dolayı, M&A işlemleri stratejik fırsatlar yaratırken, rekabet düzeninin sürdürülebilirliği açısından da düzenleyici otoritelerin titizlikle değerlendirdiği alanlardan biridir.
-
16.10.2025
OSB Uygulama Yönetmeliğinde Önemli Değişiklik: Katılımcılara Ek Süre İmkânı
17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'ne Geçici Madde 13 eklenmiştir. Bu yeni düzenleme, yapı ruhsatı veya işyeri açma ve çalışma ruhsatı almamış OSB katılımcılarına belirli şartlar altında ek süre tanınmasına olanak sağlamaktadır.
-
14.10.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulma Yükümlülüğünde Güncel Durum
1. GİRİŞ 20 Eylül 2025 tarihli ve 33023 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ("Değişiklik Tebliği") ile, 14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ”e (“Tebliğ") önemli değişiklikler getirilmiştir.
-
24.9.2025
İşe İade Kararı Sonrası İşverenin Yapması Gereken Sgk İşlemleri
Kesinleşen işe iade kararını tebliğ alarak 10 iş günü içinde işe başlama iradesini işverene ileten işçiyi, İşveren işe başlatabileceği gibi işe başlatmayarak mahkeme kararında tespit edilen 4 aylık boşta geçen süre ücretinin yanı sıra işe başlatmama tazminatını da ödeyebilir. Görüldüğü üzere işverenin bu durumda iki seçimlik hakkı bulunmakla birlikte SGK nezdinde yapılacak işlemler her iki durumda da birbirinden farklıdır.
-
18.9.2025
Yargıtay İBK ile Rekabet Yasağına Aykırılık Davalarında Asliye Ticaret Mahkemelerinin Görevli Olduğuna Karar Verilmiştir
1. Giriş Rekabet etmeme borcu, işçinin işverene karşı olan sadakat borcunun bir türüdür. İşçi, iş sözleşmesinin devamı süresince işverenle rekabet etmemeyi sadakat borcu kapsamında üstlenmektedir. Bununla birlikte, Türk hukukunda iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmesini yasaklayan herhangi bir kanuni düzenleme bulunmamaktadır. Fakat taraflar, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra işçinin işverene karşı rekabet etmemesini serbest iradeleri ile kararlaştırabilmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 444-447. maddeleri arasında da işçi ile işveren arasında kurulabilecek rekabet yasağı sözleşmesine ilişkin düzenlemeler ve sınırlamalar yer almaktadır.
-
15.9.2025
Transfer Ücreti: Hukuki Niteliği ve Uygulamadaki Yeri
1. Giriş Transfer ücreti, İş Kanunu'nda doğrudan tanımlanmış bir kavram olmayıp, uygulamadaki çerçevesi ve hukuki niteliği büyük ölçüde Yargıtay kararları ile şekillenmiştir. Özellikle rekabetin yoğun ve uzman iş gücünün sınırlı olduğu sektörlerde gündeme gelen bu uygulama, işverenlerin çalışan politikaları bakımından dikkatle ele alınması gereken bir ödeme türüdür.
-
4.9.2025
İş Gücü Piyasalarında Rekabet: Kaçınılması Gereken İnsan Kaynakları Uygulamaları
Piyasaların sağlıklı işleyişini temin etmek, rekabeti engelleyen uygulamaları tespit etmek ve ihlallere yönelik yaptırımlar uygulamakla görevli olan Rekabet Kurumu ("Kurum"), 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ("Kanun") uyarınca girdi ve çıktı piyasaları arasında ayrım gözetmeksizin çalışmalar yürütmektedir. İş gücü piyasaları, son dönemde teşebbüslerin girdi piyasalarında rekabet ettikleri başlıca alanlardan biri olarak öne çıkmış ve çeşitli ek dinamiklerin de etkisiyle, Kurum'un artan ölçüde odaklandığı bir piyasa haline gelmiştir. 21 Kasım 2024 tarihinde Kurum tarafından kabul edilen İş Gücü Piyasalarındaki Rekabet İhlallerine Yönelik Kılavuz ("Kılavuz"), iş gücü piyasalarında rekabet ihlallerinin önlenmesine ilişkin önemli bir rehber niteliği taşımaktadır. Bu bültende, Kılavuz ve Kurum bünyesinde görev yapan Rekabet Kurulu'nun ("Kurul") kararları ışığında (i) rekabet hukukunun işgücü piyasalarına uygulanmasıyla ilgili temel bilgi ve prensipler ve (ii) iş gücü piyasalarında rekabet ederken dikkat edilmesi gereken temel yasaklı uygulamalar ele alınacaktır.
-
28.8.2025
İşçinin Uzun Süre Boyunca Raporlu Olması İşverene İş Sözleşmesini Feshetme Hakkı Verir Mi?
İşçi-işveren ilişkilerinde, uzun süreli sağlık raporlarının iş sözleşmesinin akıbetini doğrudan etkilemesi hem çalışanlar hem de işverenler açısından kritik bir öneme sahiptir. Özellikle belirli bir süre boyunca devam eden kesintisiz rapor süreleri, İş Kanunu'nun 25/I-b bendinde, işverenin haklı ve derhal fesih imkanını ve işçiye sağlanacak hakları belirleyen özel bir düzenleme olarak mevzuatta yer almaktadır. Bu kapsamda, işverenin işçinin uzun süreli raporu sonrasında haklı nedenle fesih hakkını nasıl kullanabileceği ve bu sürecin yasal dayanakları ayrıntılı olarak incelenmelidir.
-
17.8.2025
SMS Doğrulama Kodları ve KVKK'nın 2025/1072 Sayılı İlke Kararı
Kişisel Verileri Koruma Kurulu'nun 10 Haziran 2025 tarihli ve 2025/1072 sayılı İlke Kararı, ticari hayatta yaygın bir uygulama haline gelen SMS doğrulama kodları üzerinden kişisel veri işleme faaliyetlerine ilişkin önemli düzenlemeler getirmektedir. Bu karar, özellikle perakende satış ve hizmet sektörlerinde müşteri ilişkileri yönetiminde köklü değişiklikleri zorunlu kılmaktadır.
-
10.8.2025
Yenilenebilir Enerji Üretimi Şirketlerinde Birleşme Devralma İşlemleri
Son yıllarda Türkiye'de elektrik enerjisi piyasasında dikkat çeken gelişmeler, üretim kapasitesinin artırılmasına yönelik yatırımlarla sınırlı kalmamakta, yenilenebilir enerji alanındaki şirketlere yapılan stratejik yatırımlar ve birleşme devralma işlemleriyle de gündeme geliyor.
-
30.7.2025
Kısmi Süreli İş Sözleşmesi'nde Yıllık İzin ile Kıdem ve İhbar Tazminatı
Kısmi Süreli İş Sözleşmesi 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 13. Maddesi'nde "İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir." şeklinde tanımlanmıştır.
-
29.7.2025
Emlak Vergisi Değerlerinin Tespitine İlişkin Kararlara Karşı Dava Yolu
a. Genel Olarak 2002 yılında 4751 sayılı Vergi Usul Kanunu, Emlâk Vergisi Kanunu ve Harçlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile Emlak Vergisi Kanunu'nda yapılan değişiklikler akabinde emlak vergisi matrahının tespitinde beyan esası kaldırılmış ve idari makamlarca yapılacak takdir ve tespit usulüne geçilmiştir
-
27.7.2025
Doğrudan Satışlar Hakkında Yönetmelik Yayınlandı
Ticaret Bakanlığı ("Bakanlık") tarafından 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun' un 47/A ve 84' üncü maddelerine dayanılarak düzenlenen Doğrudan Satışlar Hakkında Yönetmelik ("Yönetmelik"), 08.08.2025 tarihli ve 32980 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
-
15.7.2025
Hükümlülük Ve Tutukluluk Nedeniyle İşverenin Fesih Hakkı Ve Hukuki Sonuçları
İşçi ve işveren arasındaki dengenin korunması esasına dayalı dinamik bir alan olan iş hukuku uygulamasında; işçinin iş görme edimini yerine getirememesi hali, özellikle de bu durumun hükümlülük veya tutukluluk gibi bireysel özgürlüğü kısıtlayıcı hallerden kaynaklanması, iş sözleşmesinin feshine ilişkin önemli hukuki sonuçlar doğurmaktadır.