Hükümlülük Ve Tutukluluk Nedeniyle İşverenin Fesih Hakkı Ve Hukuki Sonuçları 15 Temmuz 2025

İşçi ve işveren arasındaki dengenin korunması esasına dayalı dinamik bir alan olan iş hukuku uygulamasında; işçinin iş görme edimini yerine getirememesi hali, özellikle de bu durumun hükümlülük veya tutukluluk gibi bireysel özgürlüğü kısıtlayıcı hallerden kaynaklanması, iş sözleşmesinin feshine ilişkin önemli hukuki sonuçlar doğurmaktadır.

Hükümlülük Nedeniyle İş Akdinin Feshi

4857 sayılı İş Kanunu'nda ("Kanun"), hükümlülük/mahkumiyet hali nedeniyle işe devamsızlığa ilişkin açık bir düzenleme bulunmasa da Yargıtay'ın kabulüne göre bu durum zorlayıcı sebeptir.
 

İşçinin devamsızlığının, bir mahkumiyet kararının infazından kaynaklandığının somut olarak tespit edilmesi ve devamsızlık süresinin yasada belirtilen 1 haftalık süreyi aşması halinde, zorlayıcı nedenlerin varlığından bahisle iş akdinin derhal feshedilebileceği kabul edilmektedir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 08.04.2021 Tarihli, 2020/5440 E., 2021/7876 K. sayılıkararında; "...işçinin cezaevine giriş tarihi 16.08.2015 olup toplam mahkumiyet süresinin 6 yıl 4 ay olduğu, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24/III maddesi uyarınca işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıktığının kabulü gerektiği, bu durumda işverenin derhal fesih hakkının olduğu ancak kıdem tazminatının ödenmesi gerektiği anlaşılmıştır..." şeklinde gerekçeylebu durum ortaya konularak; işçinin işyeri dışında işlediği suçlar nedeniyle hüküm giymesi ve cezaevine girmesi halinde, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/III maddesi uyarınca işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıktığı kabul edilmiştir. Bu durumda işverenin derhal fesih hakkı olmakla birlikte, işçinin kıdem tazminatına hak kazanması gerektiği belirtilmiştir.

4857 sayılı İş Kanunu'nun zorlayıcı sebeplerle işverenin feshini düzenleyen 25/III maddesine göre; "İşçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması halinde" yapılacak fesihte işçi kıdem tazminatına hak kazanacak ancak derhal fesih yapıldığı için ayrıca ihbar tazminatına hak kazanamayacaktır. Bu durumda personelin SGK çıkış kodunun 27 (İşveren tarafından zorunlu nedenlerle ve tutukluluk nedeniyle fesih) olarak seçilmesi gereklidir.

Zorlayıcı nedene dayanılarak yapılan fesihte ilk 1 haftalık sürede İş Kanunu'nun 40. maddesi gereğince işveren tarafından her gün için yarım ücret ödenmelidir.

Tutukluluk Nedeniyle İş Akdinin Feshi

İşçinin, tutukluluk sebebiyle iş görme edimini yerine getiremeyeceği süre boyunca iş gücünden de yararlanılamayacaktır. İş Kanunu'nun 25/IV hükmünde, "İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde devamsızlığın 17. maddedeki bildirim süresini aşması" durumunda işveren tarafından haklı nedenle ve derhal fesih yapılabileceğini düzenlenmektedir.
 

Haklı nedenle fesih için işçinin hangi suçu işlediği, suçun nerede işlendiği veya sonucunda mahkûmiyet kararı alıp almadığının bir önemi bulunmamaktadır.

İş akdinin tutukluluk sebebiyle feshedilebilmesinin ön şartı, tutukluluk nedeniyle süregelen devamsızlığın 17. maddedeki ihbar sürelerini aşmasıdır. İhbar süreleri;
 

  • İş akdi 6 aydan az süren işçi için 2 hafta,
  • İş akdi 6 aydan 1,5 yıla kadar sürmüş işçi için 4 hafta,
  • İş akdi 1,5 yıldan 3 yıla kadar sürmüş işçi için 6 hafta,
  • İş akdi 3 yıldan fazla sürmüş işçi için 8 haftadır.

Bildirim sürelerinin iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmeleriyle arttırılmış olduğu hallerde, fesih hakkı arttırılmış sürelerin aşılmasıyla doğar. Yapılacak feshin haklı nedene dayanabilmesi için bildirim süresi kadar devamsızlığın yeterli olmadığına, bildirim süresinin en az 1 gün aşılmış olmasına dikkat edilmelidir.

Belirtilen bildirim süresi boyunca, iş akdinin askıda olduğu kabul edildiğinden işçinin sigortalılığı sona erdirilmemeli, uygun kod ile eksik gün bildirimleri yapılmalıdır. Bu süre içerisinde iş görme edimini yerine getirmeyen işçi, ücrete hak kazanamayacaktır.

Bu noktada önemle belirtmek gerekir ki; 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II bendinde düzenlenen ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık sebepleri dışında iş akdinin feshedildiği hallerde işçi kıdem tazminatına hak kazanmaktadır. Tutukluluk sebebiyle devamsızlığın ihbar süresini aşmasına ilişkin fesih hakkı ise Kanun'da ayrıca düzenlendiğinden, iş akdi bu nedenle feshedilen işçi kıdem tazminatına hak kazanmaktadır. Ancak bu durum Kanun'da derhal fesih nedeni olarak kabul edildiğinden, işçi ihbar tazminatına hak kazanamayacaktır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 16.09.2019 tarihli, 2017/13378 E., 2019/15897 K. sayılı kararının içeriğinde; "...4857 Sayılı Kanun'un 40. maddesinde, işçinin 25/IV maddesi kapsamında çalışamadığı süre için ücret ödenmesine dair bir kurala yer verilmemiştir. Bu itibarla işçinin gözaltına alınması veya tutuklanması sebebiyle çalışamadığı süre için ücret talep hakkı yoktur. Ancak, işçinin gözaltına kaldığı veya tutuklu olduğu sürenin ihbar önelini aşması halinde, sözleşmeyi Yasanın değinilen 25/IV maddesi uyarınca fesheden işverenin, bildirim şartına uyma ve ihbar tazminatı yükümlülükleri bulunmamakla birlikte, kıdem tazminatı ödemesi gerekir..." şeklinde gerekçeyle ihbar yükümlülüğünün bulunmadığı vurgulanmıştır.

Tutuklulukta geçen sürede hizmet akdi askıda olup bu süre boyunca fiili çalışma olmadığından, tutuklulukta geçen süreler kıdem tazminatına esas hizmet süresine dahil edilmemelidir.

İşçinin Firar Etmesi Halinde Durum ve Diğer Haklı Fesih Nedenleriyle Ayırımı

İşçinin, işlediği bir suç sonrası firar etmesi halinde "tutuklanmış olma" şartı oluşmadığından, Kanun'un 25/II-(g) hükmünde düzenlenen devamsızlık nedenine dayanılarak tazminatsız fesih mümkündür. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 11.05.1998 tarihli, 1998/6391 E., 1998/8602 K. sayılı ilamı, işçinin suç işledikten sonra hemen tutuklanmadığı veya gözaltına alınmadığı, aksine kaçtığı durumda iş sözleşmesinin devamsızlık nedeniyle feshedilebileceğini ve işçinin kıdem ve ihbar tazminatı hakkının doğmayacağını kabul etmiştir.

Kanun'un md. 25/IV bendindeki tutukluluk hali ile md. 25/II-(f) bendindeki işyerinde suç işleme sebebiyle fesih uygulamada karıştırılmaktadır. 25/IV bendinde suçun niteliği ve nerede işlendiği değil; tutukluluk süresinin bildirim süresini aşması önemlidir. Bu durumda, işçi kıdem tazminatına hak kazanır. Oysa Kanun'un 25/II-(f) bendi kapsamında fesih için; işyerinde, niteliği itibariyle 7 günden fazla hapis cezası gerektiren ve ertelenemeyen bir suç işlenmiş olmalıdır ve bu nedenle iş akdi feshedilen işçi kıdem tazminatı alamaz.

 

Diğer Haberler