Borçlu Dışındaki Kişiye Ait Malların Haczi ve Hukuki Hakların Korunmas 20 Ekim 2025
İcra takibi sürecinde borçlunun malvarlığına dahil olmayan üçüncü kişilere ait malların haczi, uygulamada sıkça karşılaşılan ve ciddi mağduriyetlere yol açan bir durumdur. Özellikle eşler arasında mal rejimi kaynaklı belirsizlikler ile birlikte mülkiyet ilişkileri, icra işlemlerinde mülkiyetin kime ait olduğunun doğru şekilde tespitini zorlaştırmaktadır. Bu kapsamda, borçlunun eşinin veya bir başka üçüncü kişinin malı üzerine haciz tatbik edilmesi halinde başvurulabilecek hukuki koruma yollarının en önemlisi istihkak iddiasıdır.
|
Bu çalışmada, mal rejimlerinin kısa tanımlarına yer verilerek, birlikte mülkiyet kavramı ile istihkak iddiası ayrıntılı olarak incelenecek, özellikle İcra ve İflas Kanunu'nun 97-99. maddeleri bağlamında borçlu dışındaki kişilerin hak arama mekanizmaları açıklanacaktır. |
|
1. Birlikte Mülkiyet İlişkisi ve Haciz |
|
İstihkak konusunun mal paylaşımına etkisini incelemek için öncelikle mülkiyetin bulunma şeklinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Borçlu ile bir başka kişi arasında mevcut olan paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyeti durumlarında da haciz işlemi dikkatle değerlendirilmelidir. |
|
|
|
2. Mal Rejimleri ve Üçüncü Kişilere Ait Malların Haczi |
|
Özellikle eşler arasındaki mülkiyet hakları konusunda kanundan kaynaklanan veya sözleşme ile belirlenen mal rejimleri önem kazanmaktadır. Türk Medeni Kanunu'na göre yasal mal rejimi "edinilmiş mallara katılma" rejimidir. Bunun dışında eşler sözleşme ile mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı veya mal ortaklığı rejimlerini de tercih edebilirler (TMK m. 202). |
|
|
|
|
|
Bu rejimler dikkate alındığında, borçlunun eşi adına kayıtlı veya fiilen onun kullanımındaki bir malın haczedilmesi durumunda, eşler arasında bulunan mal rejiminin ne olduğunun ve malın kimin mülkiyetinde olduğunun tespiti önem arz eder. |
|
3. Hacizde (Mahcuz Mala) İstihkak İddiası ve Davası: İİK m. 97-99 Kapsamında Koruma Mekanizması |
|
A. Tanım ve Kapsam |
|
Hacizde (mahcuz mala) istihkak, borçlunun borcundan dolayı haczedilen bir mal üzerinde, üçüncü bir kişinin mülkiyet veya diğer ayni hak (örn. rehin, irtifak, hapis hakları) sahibi olduğunu, haczi gerçekleştiren icra memuruna veya yetkili icra dairesine bildirmesidir. Bu iddia, üçüncü kişinin kendisi veya yetkili temsilcisi tarafından haciz tutanağına geçirilmek suretiyle ya da haciz sonrası yedi gün içinde icra dairesine dilekçe sunularak yapılabilir. Yargıtay'ın istikrar kazanmış içtihatları, temsile yetkili kişiler tarafından yapılmayan istihkak iddialarının geçersiz olduğunu açıkça kabul etmiştir (Yargıtay 8. HD, E. 2018/12898, K. 2018/16386; 8. HD, E. 2016/153, K. 2018/15468; 8. HD, E. 2015/8716, K. 2017/9607). |
|
İstihkak iddiası geçerli şekilde sunulduğunda, icra dairesi ve icra mahkemesi önünde yasada öngörülen istihkak prosedürü işletilerek, hacizli malın mülkiyetinin gerçek sahibi ortaya çıkarılır. Bu süreç, özellikle icra memuru ve mahkeme nezdinde avukatlar tarafından titizlikle takip edilmelidir; aksi hâlde, malın yeni bir hacizle veya beklenmeyen satışla karşı karşıya kalma riski vardır. |
|
B. Hacizde İstihkak Senaryoları |
|
Haciz sırasında istihkak açısından üç temel senaryo öne çıkar: |
|
|
İlk iki durumda İİK m. 97, üçüncü durumda ise İİK m. 99 hükümleri uygulanır. Bu ayrım, uygulamada prosedür, dava yolu ve taraf yükümlülükleri açısından kritik öneme sahiptir. |
|
B.1. Borçlunun Elinde Bulunan Mal (İİK m. 97) |
|
a. İstihkak iddiasının ileri sürülmesi |
|
Borçlunun elinde bulunan mal, borçlu veya üçüncü kişi tarafından haciz sırasında istihkak iddiasıyla gösterilebilir. Haciz sonrası malın varlığını sonradan öğrenenler, öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile başvurabilir. Üçüncü kişinin iddiası tutanağa geçirilir ve taraflara bildirilir. |
|
b. İstihkak iddiasına itiraz |
|
Alacaklı veya borçlu, üç günlük süre içinde itiraz ederse icra müdürü karar veremez ve dosya icra mahkemesine gönderilir. Mahkeme, takibin devamına veya teminat karşılığı ertelenmesine karar verir; bu karar kesin olup yalnızca istihkak konusu malı kapsar. |
|
c. İstihkak davası |
|
İstihkak davası, üçüncü kişinin mal üzerindeki iddiasının ispatını amaçlar. |
|
|
|
B.2. Malın Üçüncü Kişinin Elinde Bulunması (İİK m. 99) |
|
Malın üçüncü kişinin elinde bulunması hâlinde, haciz esnasında malı elinde bulunduranın tespiti önemlidir. İcra memuru, dış görünüş, tasarruf alanı ve fiili hakimiyet üzerinden tespit yapar. |
|
|
|
B.3. Sonuç |
|
|
|
|
|
Borçlu Açısından Sorumluluk ve Önlemler |
|
Borçlu, eşine veya bir başka kişiye ait olan malı hacizden koruyacak şekilde hareket etmelidir. Uygulamada borçluya ait olmayan mallar evde bulunmakta, fatura ve belgeler borçluya değil de eşine ya da başka aile fertlerine ait olmasına rağmen haciz uygulanabilmektedir. |
|
Bu durumda borçlunun: |
|
|
|
|
|
Aksi halde borçlunun eşi veya bir başka kişi, uzun ve zahmetli istihkak davası süreci ile karşılaşabilir. |
|
4. Mal Rejimleri ve Mülkiyet Türleri Açısından İstihkak |
|
Mal rejimi veya mülkiyet türü, haczedilen mal üzerindeki istihkak iddiasının dayanağı olabilir. Malın hangi kişiye, hangi payda, nasıl ait olduğu önemlidir. |
|
4.1. Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi |
|
Türk Medeni Kanunu'na göre eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olduğu sürece, eşlerden biri adına kayıtlı olan malın gerçekte edinilmiş mal olup olmadığı tartışılır. Haczedilen mal, borçlu eş adına kayıtlı olsa da diğer eş, bu malın edinilmiş mal olduğunu ve yarı pay hakkı bulunduğunu iddia ederek istihkak davası açabilir. Bu durumda: |
|
Eş, mal rejiminin sona erdiğini ve kendi katkısını belgelemelidir. |
|
Mahkeme, mal rejimi tasfiyesi yapılmadan istihkak davasında bu hakkı değerlendiremezse, eş ayrıca mal rejiminin tasfiyesini talep edebilir. |
|
4.2. Mal Ayrılığı Rejimi |
|
Mal ayrılığı rejiminde her eşin malvarlığı birbirinden ayrıdır. Haczedilen malın mülkiyeti sadece borçlu eşteyse, diğer eşin iddiası reddedilir. Ancak diğer eş, malın kendisine ait olduğunu somut delillerle ispatlarsa istihkak iddiası kabul edilebilir. |
|
4.3. Paylı Mülkiyet (Müşterek Mülkiyet) |
|
Paylı mülkiyette mal üzerinde birden fazla kişinin belirli paylarla mülkiyet hakkı vardır. Haciz, sadece borçlunun payı üzerinde uygulanabilir. Ancak uygulamada, zilyetliğin borçlu nezdinde olması durumunda tüm mal haczedilebilmektedir. Bu durumda: |
|
|
|
Mahkeme, paydaşın payı oranında mülkiyetini tespit ederse haciz sadece borçluya ait payda geçerli olur. |
|
4.4. Elbirliği Mülkiyeti (İştirak Halinde Mülkiyet) |
|
Özellikle miras ortaklıklarında karşımıza çıkar. Mal üzerindeki haklar birlikte ve bölünmemiş olarak kullanılmaktadır. Bir mirasçının borcu nedeniyle miras ortaklığına ait mal haczedildiğinde: |
|
Diğer mirasçılar istihkak davası açarak mülkiyetin tamamının borçluya ait olmadığını ileri sürebilir. |
|
Bu durumda, tüm mirasçılar adına ortaklığın giderilmesi davası açılarak payların ayrılması yoluna gidilmelidir. |
|
5. Üçüncü Kişinin Malını Kurtarması |
|
Üçüncü kişi, haczedilen malın sahibi olduğunu ispat edebiliyorsa istihkak davası açmalıdır. Malın kendi adına faturalandırılmış olması, malı uzun süredir kullanıyor olması, alış sözleşmeleri ve banka kayıtları gibi belgelerle mülkiyetini ispat edebilir. Ancak bazen bu ispat yükü zor olabilir: |
|
|
|
|
6. Ortaklığın Giderilmesi Davası Açılması Gerekir mi? |
|
Eğer haczedilen mal paylı veya elbirliği mülkiyetine tabiyse ve borçlunun yalnızca paydaşlardan biri olduğu anlaşılıyorsa, üçüncü kişi sadece istihkak davası ile değil aynı zamanda: |
|
Ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davası da açabilir. |
|
Bu şekilde malın satışı sağlanarak borçlunun payına düşen bedel üzerinden haciz tatbik edilebilir. |
|
Bu yöntem, malın tamamen borçluya ait olmadığının anlaşılması ve diğer paydaşların hakkının korunması açısından önemlidir. |
|
7. Sonuç |
|
İstihkak davası, sadece mülkiyet hakkını değil aynı zamanda aile hukuku, mal rejimleri ve miras hukuku gibi birçok alanla ilişkilidir. Mal rejiminin niteliği, malın zilyetliği, mülkiyetin nasıl paylaşıldığı gibi unsurlar, üçüncü kişinin malını kurtarabilmesi açısından belirleyicidir. Bu nedenle, istihkak davalarında hem İcra ve İflas Kanunu hem de Türk Medeni Kanunu'ndaki düzenlemeler birlikte değerlendirilmeli ve her somut olaya özgü hukuki analiz yapılmalıdır. |
Diğer Haberler
-
3.12.2025
Ortaklara Borçlar Ve Adat Faturası
1. Adat Nedir? Uygulamada sıklıkla işletmelerin ortaklara borç vermesi işlemi ile karşılaşılmaktadır. İşletmenin ortaklardan alacaklı hale geldiği böyle bir durumda söz konusu alacak miktarına adat faizi hesaplanması ve fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Dolasıyla adat, işletme ile ortak/ilgililer arasında gerçekleşen borç-alacak ilişkilerinde işletme kaynaklarının kullanım süresine bağlı olarak faiz tahakkuku hesaplamak ve vergi kaybının telafi edilmesi amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Bu hesaplamalar, transfer fiyatlandırması kurallarına uyum, vergi matrahının doğru belirlenmesi ve KDV gibi yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından önem taşır.
-
27.11.2025
Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirim Süreci Ve Yaptırımları
1. Hamiline Yazılı Pay Senetlerin Basımı ve Bildirimi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("Kanun") 484. maddesi uyarınca anonim şirketlerde iki tür pay senedi bulunmaktadır: nama yazılı ve hamiline yazılı pay senetleri. Nama yazılı pay senetlerinde devir işlemi teslim ile gerçekleşirken, hamiline yazılı pay senetlerinin devri için Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirilmesi ve Kayıt Altına Alınması Hakkında Tebliğ ("Tebliğ") uyarınca bazı şartlar getirilmiştir. Tebliğ kapsamında hamiline yazılı payların Merkezi Kayıt Kuruluşu ("MKK") kaydının tamamlanması, yönetim kurulu kararının alınması ve bu kararın ilgili sicil müdürlüğünde tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettirilmesi gerekmektedir.
-
19.11.2025
Birleşme ve Devralma İşlemlerinde Niyet Mektubu Süreci
Birleşme ve devralma ("M&A") işlemleri, hem hukuki hem ticari açıdan çok aşamalı süreçlerdir. Bu süreçte, sözleşme aşamasına geçilmeden önce sözleşme tarafları, işlem iradelerini belirlemek, ticari beklentilerini paylaşmak ve hukuki çerçeveyi oluşturmak için bir hazırlık sürecine girerler. Bu hazırlık süreci, tarafların işlem yapısına ilişkin temel ilkeleri tartıştığı, müzakere stratejilerini belirlediği ve işlem risklerini değerlendirdiği ilk aşamayı oluşturur.
-
13.11.2025
Gerekçeli Karar Hakkının İhlaline Dair Yeni Aym Kararı Resmi Gazete'de Yayınlandı
1. GİRİŞ Gerekçe, yargı kararlarında meselenin, sonuçta gösterilen şekilde çözülmesinin nedenini ve niçinini gösteren kısımdır ve hüküm vermenin bir uzantısıdır.1 Gerekçenin içeriğinin tatmin edici ve tutarlı olması, hukukî dinlenilme hakkının ve adil yargılanma hakkının sağlanması açısından mühimdir. Gerekçeli karar, mahkemenin tarafsızlığını ortaya koymakla; gerçekten, dosya içeriğine, akla ve hukuka uygun düşen bir gerekçe sayesinde taraflar davayı hangi maddî ve hukukî sebeplerden ötürü kaybettiklerini veya kazandıklarını öğrenme ve tatmin olma şansına sahip olacaklardır.
-
6.11.2025
Kapsam Dışı Personel Hakkında Anayasa Mahkemesi Kararı
22.09.2025 Tarihli Resmi Gazete 'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararında;
-
23.10.2025
Asıl ve Alt İşverenin Arabuluculuğa Birlikte Katılma Zorunluluğu Anayasa Mahkemesi Kararı ile Kaldırıldı
Çalışma hayatında iş ilişkilerinin sona ermesi sonrasında işçinin işe iade talebiyle başvurabileceği arabuluculuk sürecine ilişkin önemli bir Anayasa Mahkemesi kararı yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinin (15) numaralı fıkrasında yer alan, "Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hâllerde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması gerekir" hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vermiştir. Söz konusu karar, 17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
-
22.10.2025
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanına Döviz Ve Para Hareketlerini Sınırlama Yetkisi Veren Kanun Hükmünü İptal Etti!
15 Ekim 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi ("Mahkeme")17 Haziran 2025 tarihli, E. 2024/193, K. 2025/136 sayılı kararıyla1 ("Karar") 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un ("Kanun") 1. maddesini ("Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım satımı ve kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin alım satımı, kıymetli madenlerin rafinajı ile tüm bu eşya ve kıymetlerin, ticari senetlerin ve tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk Parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.") iptal etmiştir.
-
19.10.2025
Rekabet Hukuku Çerçevesinde Birleşme ve Devralmalar ve Bildirim Yükümlülüğü
Birleşme ve devralmalar (M&A), şirketlerin büyüme ve yeniden yapılanma stratejilerinin merkezinde yer almaktadır. Şirketlerin gerek ulusal, gerekse uluslararası ölçekte genişleme, pazar paylarını artırma yahut yeni pazarlara giriş yapma amacına hizmet eden bu işlemler, yalnızca ekonomik ve ticari sonuçlar doğurmakla kalmayıp, aynı zamanda ilgili pazardaki rekabet dinamiklerini doğrudan etkileyebilme potansiyeli taşımaktadır. Bu sebeple, birleşme ve devralma işlemleri, pazardaki rekabet yapısını etkileyebilir. Bu özelliğinden dolayı, M&A işlemleri stratejik fırsatlar yaratırken, rekabet düzeninin sürdürülebilirliği açısından da düzenleyici otoritelerin titizlikle değerlendirdiği alanlardan biridir.
-
16.10.2025
OSB Uygulama Yönetmeliğinde Önemli Değişiklik: Katılımcılara Ek Süre İmkânı
17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'ne Geçici Madde 13 eklenmiştir. Bu yeni düzenleme, yapı ruhsatı veya işyeri açma ve çalışma ruhsatı almamış OSB katılımcılarına belirli şartlar altında ek süre tanınmasına olanak sağlamaktadır.
-
14.10.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulma Yükümlülüğünde Güncel Durum
1. GİRİŞ 20 Eylül 2025 tarihli ve 33023 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ("Değişiklik Tebliği") ile, 14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ”e (“Tebliğ") önemli değişiklikler getirilmiştir.
-
24.9.2025
İşe İade Kararı Sonrası İşverenin Yapması Gereken Sgk İşlemleri
Kesinleşen işe iade kararını tebliğ alarak 10 iş günü içinde işe başlama iradesini işverene ileten işçiyi, İşveren işe başlatabileceği gibi işe başlatmayarak mahkeme kararında tespit edilen 4 aylık boşta geçen süre ücretinin yanı sıra işe başlatmama tazminatını da ödeyebilir. Görüldüğü üzere işverenin bu durumda iki seçimlik hakkı bulunmakla birlikte SGK nezdinde yapılacak işlemler her iki durumda da birbirinden farklıdır.
-
18.9.2025
Yargıtay İBK ile Rekabet Yasağına Aykırılık Davalarında Asliye Ticaret Mahkemelerinin Görevli Olduğuna Karar Verilmiştir
1. Giriş Rekabet etmeme borcu, işçinin işverene karşı olan sadakat borcunun bir türüdür. İşçi, iş sözleşmesinin devamı süresince işverenle rekabet etmemeyi sadakat borcu kapsamında üstlenmektedir. Bununla birlikte, Türk hukukunda iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmesini yasaklayan herhangi bir kanuni düzenleme bulunmamaktadır. Fakat taraflar, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra işçinin işverene karşı rekabet etmemesini serbest iradeleri ile kararlaştırabilmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 444-447. maddeleri arasında da işçi ile işveren arasında kurulabilecek rekabet yasağı sözleşmesine ilişkin düzenlemeler ve sınırlamalar yer almaktadır.
-
15.9.2025
Transfer Ücreti: Hukuki Niteliği ve Uygulamadaki Yeri
1. Giriş Transfer ücreti, İş Kanunu'nda doğrudan tanımlanmış bir kavram olmayıp, uygulamadaki çerçevesi ve hukuki niteliği büyük ölçüde Yargıtay kararları ile şekillenmiştir. Özellikle rekabetin yoğun ve uzman iş gücünün sınırlı olduğu sektörlerde gündeme gelen bu uygulama, işverenlerin çalışan politikaları bakımından dikkatle ele alınması gereken bir ödeme türüdür.
-
4.9.2025
İş Gücü Piyasalarında Rekabet: Kaçınılması Gereken İnsan Kaynakları Uygulamaları
Piyasaların sağlıklı işleyişini temin etmek, rekabeti engelleyen uygulamaları tespit etmek ve ihlallere yönelik yaptırımlar uygulamakla görevli olan Rekabet Kurumu ("Kurum"), 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ("Kanun") uyarınca girdi ve çıktı piyasaları arasında ayrım gözetmeksizin çalışmalar yürütmektedir. İş gücü piyasaları, son dönemde teşebbüslerin girdi piyasalarında rekabet ettikleri başlıca alanlardan biri olarak öne çıkmış ve çeşitli ek dinamiklerin de etkisiyle, Kurum'un artan ölçüde odaklandığı bir piyasa haline gelmiştir. 21 Kasım 2024 tarihinde Kurum tarafından kabul edilen İş Gücü Piyasalarındaki Rekabet İhlallerine Yönelik Kılavuz ("Kılavuz"), iş gücü piyasalarında rekabet ihlallerinin önlenmesine ilişkin önemli bir rehber niteliği taşımaktadır. Bu bültende, Kılavuz ve Kurum bünyesinde görev yapan Rekabet Kurulu'nun ("Kurul") kararları ışığında (i) rekabet hukukunun işgücü piyasalarına uygulanmasıyla ilgili temel bilgi ve prensipler ve (ii) iş gücü piyasalarında rekabet ederken dikkat edilmesi gereken temel yasaklı uygulamalar ele alınacaktır.
-
28.8.2025
İşçinin Uzun Süre Boyunca Raporlu Olması İşverene İş Sözleşmesini Feshetme Hakkı Verir Mi?
İşçi-işveren ilişkilerinde, uzun süreli sağlık raporlarının iş sözleşmesinin akıbetini doğrudan etkilemesi hem çalışanlar hem de işverenler açısından kritik bir öneme sahiptir. Özellikle belirli bir süre boyunca devam eden kesintisiz rapor süreleri, İş Kanunu'nun 25/I-b bendinde, işverenin haklı ve derhal fesih imkanını ve işçiye sağlanacak hakları belirleyen özel bir düzenleme olarak mevzuatta yer almaktadır. Bu kapsamda, işverenin işçinin uzun süreli raporu sonrasında haklı nedenle fesih hakkını nasıl kullanabileceği ve bu sürecin yasal dayanakları ayrıntılı olarak incelenmelidir.