İş Gücü Piyasalarında Rekabet: Kaçınılması Gereken İnsan Kaynakları Uygulamaları 04 Eylül 2025
Piyasaların sağlıklı işleyişini temin etmek, rekabeti engelleyen uygulamaları tespit etmek ve ihlallere yönelik yaptırımlar uygulamakla görevli olan Rekabet Kurumu ("Kurum"), 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ("Kanun") uyarınca girdi ve çıktı piyasaları arasında ayrım gözetmeksizin çalışmalar yürütmektedir. İş gücü piyasaları, son dönemde teşebbüslerin girdi piyasalarında rekabet ettikleri başlıca alanlardan biri olarak öne çıkmış ve çeşitli ek dinamiklerin de etkisiyle, Kurum'un artan ölçüde odaklandığı bir piyasa haline gelmiştir. 21 Kasım 2024 tarihinde Kurum tarafından kabul edilen İş Gücü Piyasalarındaki Rekabet İhlallerine Yönelik Kılavuz ("Kılavuz"), iş gücü piyasalarında rekabet ihlallerinin önlenmesine ilişkin önemli bir rehber niteliği taşımaktadır. Bu bültende, Kılavuz ve Kurum bünyesinde görev yapan Rekabet Kurulu'nun ("Kurul") kararları ışığında (i) rekabet hukukunun işgücü piyasalarına uygulanmasıyla ilgili temel bilgi ve prensipler ve (ii) iş gücü piyasalarında rekabet ederken dikkat edilmesi gereken temel yasaklı uygulamalar ele alınacaktır.

i. Rekabet Hukukunun İş Gücü Piyasalarına Uygulanması |
|
Kanun'un 2. maddesi uyarınca "mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren ya da bu piyasaları etkileyen her türlü teşebbüsün aralarında yaptığı rekabeti engelleyici, bozucu ve kısıtlayıcı anlaşma, uygulama ve kararlar ile piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmaları ve rekabeti önemli ölçüde azaltacak birleşme ve devralma niteliğindeki her türlü hukuki işlem ve davranışlar, rekabetin korunmasına yönelik tedbir, tespit, düzenleme ve denetlemeye ilişkin işlemler" Kanun kapsamında değerlendirilmektedir. |
Kanun'un 3. maddesinde ise, hizmet "bedel veya menfaat karşılığında yapılan bedenî, fikrî veya her ikisi beraber olan faaliyetleri" olarak tanımlanmış; madde gerekçesi ile de "toplu pazarlık esasının kabul edildiği emek piyasasının bu tanımın dışında" olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla bu husus Kurum'un yetkisinin sendikalaşmaya dayalı emek piyasalarını kapsamadığı şeklinde yorumlanmaktadır. |
|
Kılavuz'da, işverenlerin çalışanlara en cazip ücret ve çalışma koşullarını sunduğu; çalışanların ise yetenek ve beklentilerine en uygun iş fırsatlarını seçebildiği bir iş gücü piyasasının rekabetçi olarak değerlendirilebileceği belirtilmektedir. Ancak, çalışan arzının genellikle fazla, işveren talebinin sınırlı ve çalışan örgütlülüğünün görece zayıf olması nedeniyle, iş gücü piyasalarının yapısal özellikleri rekabetin etkinleşmesini engelleyen ve zorlaştıran faktörler olarak değerlendirilmektedir. |
Kılavuz'da ayrıca, halihazırda işçiye kıyasla pazarlık gücü yüksek olan işverenlerin, rakipleriyle çalışanlar aleyhine rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar yaparak (örneğin ücret sabitleme veya çalışan ayartmama anlaşmaları) piyasadaki rekabetçi yapıyı, mevcut yapısal sorunlara ek olarak daha da bozdukları ifade edilmektedir. |
Buna ek olarak, çalışanların iş değiştirmesi hem maddi hem de sosyal maliyetler içerdiğinden iş gücü arzının esnekliği yapısal olarak zaten düşüktür. İşverenlerin söz konusu uygulamalarıyla birleştiğinde bu durum, Kurum'un da gözlemlediği üzere, ücretlerin baskılanmasına, çalışan hareketliliğinin kısıtlanmasına ve iş gücü piyasasındaki mevcut dengesizliğin daha da derinleşmesine yol açmaktadır. |
Sonuç olarak, çalışanlar daha düşük ücretler ve dezavantajlı çalışma koşulları ile karşı karşıya kalmakta; emeğin niteliği, verimli dağılımı ve yenilikçilik olumsuz etkilenmektedir. Bu nedenlerle, iş gücü piyasasında rekabeti sınırlayan davranışların tespiti ve denetiminin artırılması, hem çalışan haklarının korunması hem de piyasaların etkin işleyişinin sağlanması açısından zorunlu hale gelmiştir. |
ii. İş Gücü Piyasalarında Rekabet Ederken Dikkat Edilmesi Gereken Temel Yasaklı Uygulamalar |
Kanun'un 4. Maddesi uyarınca "belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır." |
Kılavuz'a göre iş gücü piyasalarında bir anlaşmanın rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı amaç ya da etki doğurması için teşebbüslerin çıktı piyasalarında rakip olmaları şart değildir. Sektörleri farklı olsa dahi aynı çalışanı istihdam etmek için yarışan teşebbüsler bu piyasada rakip kabul edilmektedir. Bu nedenle, işverenler arasında yapılan ve rekabeti sınırlama amacını taşıyan veya bu sonucu doğuran anlaşmalar ile uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu doğrultudaki kararları, işverenler faaliyet gösterdikleri çıktı piyasasında rakip olmasalar dahi Kanun'un 4. maddesi kapsamında ihlal olarak değerlendirilmektedir. |
Bu Bülten'de, Kurum tarafından ihlal olarak nitelendirilen başlıca anlaşma ve uyumlu eylem türlerine yer verilmektedir. |
|
İşverenlerin kendi aralarında yaptığı, çalışanların ücretleri, yan hakları, işin yeri ve zamanı, çalışma süreleri, yıllık izinleri, sosyal yardımları veya sağlık sigortası gibi çalışma koşullarını birlikte belirlemeye yönelik anlaşmaları ya da uyumlu eylemleri ile teşebbüs birliklerinin bu doğrultudaki karar ve uygulamaları, Kanun'un 4. maddesi kapsamında rekabet ihlali sayılmaktadır. |
|
Bir teşebbüsün, diğer bir teşebbüsün mevcut ya da geçmiş çalışanlarına iş teklifinde bulunmaktan veya onları istihdam etmekten kaçınmayı taahhüt etmesi şeklinde ortaya çıkan düzenlemeler "çalışan ayartmama" anlaşmaları olarak adlandırılmaktadır. Bu anlaşmalar, çoğunlukla tarafların birbirlerinin çalışanlarına doğrudan teklif götürmeme veya işe alım süreçlerini karşılıklı onaya bağlama biçiminde uygulanmaktadır. Kurum tarafından Kılavuz ile belirtildiği ve daha önce Kurul tarafından İzmir Konteynır Taşımacıları Kararı ile ortaya konduğu üzere, çalışan ayırtmama anlaşmaları nitelikleri gereği müşteri veya tedarikçi paylaşımı anlaşmalarına benzer şekilde değerlendirilmektedir. Kılavuz ile söz konusu anlaşmaların amaç yönünden rekabeti sınırlayıcı bulunmaları hâlinde kartel olarak kabul edileceği belirtilmiştir. |
Kurul tarafından Özel Hastaneler Kararı ile, ilgili soruşturmaya konu teşebbüslerin, birbirlerinin çalışanlarını işe almaktan kaçınmak amacıyla, genellikle "centilmenlik" anlaşmaları olarak adlandırılan anlaşmalara girdikleri ve bu teşebbüslerin temsilcilerinin kendi aralarında çalışanların maaş skalalarını görüştüğü tespit edilmiştir. Soruşturma sonucunda, 18 teşebbüs ve bir teşebbüs birliğine toplam 57.958.835 Türk Lirası idari para cezası uygulanmıştır. |
|
Kılavuz'da bilgi, iş gücüyle doğrudan veya dolaylı şekilde bağlantılı tüm verileri; bilgi paylaşımı ise bu verilerin teşebbüsler arasında aktarılmasını ifade etmektedir. |
İş gücü piyasalarında teşebbüsler arasında yapılan bilgi değişimleri, içeriğin ve paylaşımın niteliğine bağlı olarak rekabet hukuku açısından ciddi riskler doğurabilmektedir. Özellikle: |
|
Kurum, bu tür paylaşımların, işverenler arasında ücretlerin baskılanmasına ve/veya çalışan hareketliliğinin engellenmesine zemin hazırladığını kabul ederek açık bir rekabet ihlali riski taşıdığını kabul etmektedir. |
Bununla birlikte, bilgi değişiminin rekabet üzerindeki etkisini ve dolayısıyla rekabet hukukuna aykırılık risklerini azaltmak da mümkündür. Kılavuz'a göre: |
|
|
Kılavuz'a göre, yan sınırlamalar, esas anlaşmanın temel amacı olmayan, ancak anlaşmanın hedeflerinin gerçekleştirilmesi için gerekli ve doğrudan ilgili kısıtlamalardır. Bu kısıtlamalar, ya asıl anlaşmanın bir maddesi olarak ya da ayrı bir anlaşma şeklinde, fakat asıl anlaşmaya tabi olacak şekilde uygulanabilir. Kılavuz'a göre, eğer bir kısıtlama yan sınırlama olarak kabul edilirse, Kanun'un 4. maddesi kapsamında değerlendirilmez. Ancak çalışan ayartmama veya ücret belirleme gibi kısıtlamalar yan sınırlama niteliği taşımıyorsa, Kılavuz'a göre bunlar amaç bakımından ihlal olarak kabul edilir. |
Bir kısıtlamanın yan sınırlama sayılabilmesi için üç temel koşul bulunmaktadır: |
|
|
|
|
|
Genel olarak, Kanun'un 5. maddesinde öngörülen şartları karşılayan her türlü rekabeti kısıtlayıcı anlaşma, karar ve eylem, Kanun'un 4. maddesi kapsamındaki uygulamalardan muaf tutulabilir. Ancak Kurum, Kılavuz ile açıkça belirtmiştir ki; iş gücü piyasasında ücret belirleme ve çalışanları cezbetmeme anlaşmaları ile rekabeti sınırlamayı amaçlayan bilgi paylaşımı uygulamaları, hem hukuken hem de ekonomik olarak rekabeti orantısız şekilde kısıtladıkları ve bu kısıtlamaların olumsuz etkilerini dengeleyecek yeterli ekonomik fayda sağlama olasılıkları düşük olduğu için muafiyet kapsamında değerlendirilemez. |
|
Kanun'un 6. maddesi uyarınca, bir veya birden fazla teşebbüsün, ülkenin tamamında veya bir bölümünde, bir mal veya hizmet piyasasındaki hâkim durumunu tek başına veya başkalarıyla yapacağı anlaşmalar ya da birlikte davranışlar aracılığıyla kötüye kullanması hukuka aykırıdır. Bu çerçevede, Kılavuz ile 6. madde kapsamında yapılacak değerlendirmelerde, ilgili teşebbüsün hem ürün veya hizmet piyasasında hem de iş gücü piyasasında hâkim durumda olup olmadığının inceleneceği belirtilmiştir. |
Kanun'un 7. maddesi, bir veya birden fazla teşebbüsün hâkim durum yaratacak veya mevcut hâkim durumu güçlendirecek şekilde ülke genelinde veya belirli bir bölgede mal veya hizmet piyasasında etkin rekabeti önemli ölçüde azaltacak birleşmelerini; ya da bir teşebbüsün başka bir teşebbüsün mal varlığını, ortaklık paylarını veya yönetimde hak sahibi olma yetkisi veren araçlarını (miras yoluyla iktisap hariç) devralmasını yasaklamaktadır. |
Kılavuz uyarınca işlemin iş gücü pazarında rekabeti önemli ölçüde azaltıp azaltmayacağı değerlendirilirken; işlem taraflarının ilgili iş gücü pazarındaki payları ve pazarın yoğunlaşma düzeyi, tarafların istihdam ettiği çalışanların niteliğinin birbirine yakınlığı, ilgili ürün pazarına giriş engelleri, iş gücü arzının örgütlülüğü, işyeri değiştirme maliyetleri, tarafların rakiplerinin kapasite kullanımı ve yeni yatırım imkanları, potansiyel rekabet baskısı, rakipler arasında işbirliği olasılıkları ve işlemin "ölümcül devralma" potansiyeli gibi faktörler dikkate alınacaktır. |
Sonuç ve Öneriler |
Kılavuz ve Kanun çerçevesinde, iş gücü piyasasında rekabeti sınırlayıcı davranışlar ciddi hukuki ve idari riskler doğurmaktadır. Kanun'un 16. maddesi uyarınca, 4, 6 ve 7. maddelerde yasaklanan davranışları gerçekleştiren teşebbüsler veya teşebbüs birlikleri ile bunların üyelerine, yıllık gayri safi gelirlerinin %10'una kadar idari para cezası uygulanabilmektedir. Bu kapsamda, olası bir soruşturmanın önlenmesi ve risklerin minimize edilmesi amacıyla, kurumların insan kaynakları (HR) uygulamalarını gözden geçirmeleri önem arz etmektedir. Özellikle, çalışan ayartmama, ücret belirleme ve bilgi paylaşımı uygulamalarının Kanun ve Kılavuz ile uyumlu olduğundan emin olunmalıdır. |
Ön soruşturma ve soruşturma aşamalarında, Kurum'a bilgi ve belge sağlama yükümlülüğü bulunmaktadır; bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi veya yerinde incelemenin zorlaştırılması halinde, Kanun'un 17. maddesi uyarınca, günlük olarak işlemek üzere karardan bir önceki mali yıl sonunda oluşan, bunun hesaplanması mümkün olmazsa karar tarihine en yakın mali yıl sonunda oluşan ve Kurul tarafından saptanacak olan yıllık gayri safi gelirlerinin onbinde beşi oranında ek idari para cezası riski bulunmaktadır. Dolayısıyla, hem mevcut uygulamaların uyumluluğu hem de incelemelere tam iş birliği sağlanması, hukuki ve finansal risklerin azaltılmasında kritik öneme sahiptir. |
____________________ Kanun'un güncel metnine şu adresten ulaşabilirsiniz: |
Rekabet Kurumu, "İş Gücü Piyasalarındaki Rekabet İhlallerine Yönelik Kılavuz", 3 Aralık 2024, Erişim: |
Kıran, N. F. (2022). İşgücü pazarında rekabet hukuku uygulamaları (Uzmanlık Tezi). Rekabet Kurumu. Erişim: |
Gürkaynak, G. (2024). Rekabet Hukuku (2. baskı). Ankara: Seçkin Hukuk. |
İzmir Konteynır Taşımacıları Kararı: Karar Tarihi: 2 Ocak 2020, Karar No: 20-01/3-2. Erişim: |
Özel Hastaneler Kararı: Karar Tarihi: 24 Şubat 2022, Karar No: 22-10/152-62. Erişim: |
i. Rekabet Hukukunun İş Gücü Piyasalarına Uygulanması |
|
Kanun'un 2. maddesi uyarınca "mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren ya da bu piyasaları etkileyen her türlü teşebbüsün aralarında yaptığı rekabeti engelleyici, bozucu ve kısıtlayıcı anlaşma, uygulama ve kararlar ile piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmaları ve rekabeti önemli ölçüde azaltacak birleşme ve devralma niteliğindeki her türlü hukuki işlem ve davranışlar, rekabetin korunmasına yönelik tedbir, tespit, düzenleme ve denetlemeye ilişkin işlemler" Kanun kapsamında değerlendirilmektedir. |
Kanun'un 3. maddesinde ise, hizmet "bedel veya menfaat karşılığında yapılan bedenî, fikrî veya her ikisi beraber olan faaliyetleri" olarak tanımlanmış; madde gerekçesi ile de "toplu pazarlık esasının kabul edildiği emek piyasasının bu tanımın dışında" olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla bu husus Kurum'un yetkisinin sendikalaşmaya dayalı emek piyasalarını kapsamadığı şeklinde yorumlanmaktadır. |
|
Kılavuz'da, işverenlerin çalışanlara en cazip ücret ve çalışma koşullarını sunduğu; çalışanların ise yetenek ve beklentilerine en uygun iş fırsatlarını seçebildiği bir iş gücü piyasasının rekabetçi olarak değerlendirilebileceği belirtilmektedir. Ancak, çalışan arzının genellikle fazla, işveren talebinin sınırlı ve çalışan örgütlülüğünün görece zayıf olması nedeniyle, iş gücü piyasalarının yapısal özellikleri rekabetin etkinleşmesini engelleyen ve zorlaştıran faktörler olarak değerlendirilmektedir. |
Kılavuz'da ayrıca, halihazırda işçiye kıyasla pazarlık gücü yüksek olan işverenlerin, rakipleriyle çalışanlar aleyhine rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar yaparak (örneğin ücret sabitleme veya çalışan ayartmama anlaşmaları) piyasadaki rekabetçi yapıyı, mevcut yapısal sorunlara ek olarak daha da bozdukları ifade edilmektedir. |
Buna ek olarak, çalışanların iş değiştirmesi hem maddi hem de sosyal maliyetler içerdiğinden iş gücü arzının esnekliği yapısal olarak zaten düşüktür. İşverenlerin söz konusu uygulamalarıyla birleştiğinde bu durum, Kurum'un da gözlemlediği üzere, ücretlerin baskılanmasına, çalışan hareketliliğinin kısıtlanmasına ve iş gücü piyasasındaki mevcut dengesizliğin daha da derinleşmesine yol açmaktadır. |
Sonuç olarak, çalışanlar daha düşük ücretler ve dezavantajlı çalışma koşulları ile karşı karşıya kalmakta; emeğin niteliği, verimli dağılımı ve yenilikçilik olumsuz etkilenmektedir. Bu nedenlerle, iş gücü piyasasında rekabeti sınırlayan davranışların tespiti ve denetiminin artırılması, hem çalışan haklarının korunması hem de piyasaların etkin işleyişinin sağlanması açısından zorunlu hale gelmiştir. |
ii. İş Gücü Piyasalarında Rekabet Ederken Dikkat Edilmesi Gereken Temel Yasaklı Uygulamalar |
Kanun'un 4. Maddesi uyarınca "belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır." |
Kılavuz'a göre iş gücü piyasalarında bir anlaşmanın rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı amaç ya da etki doğurması için teşebbüslerin çıktı piyasalarında rakip olmaları şart değildir. Sektörleri farklı olsa dahi aynı çalışanı istihdam etmek için yarışan teşebbüsler bu piyasada rakip kabul edilmektedir. Bu nedenle, işverenler arasında yapılan ve rekabeti sınırlama amacını taşıyan veya bu sonucu doğuran anlaşmalar ile uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu doğrultudaki kararları, işverenler faaliyet gösterdikleri çıktı piyasasında rakip olmasalar dahi Kanun'un 4. maddesi kapsamında ihlal olarak değerlendirilmektedir. |
Bu Bülten'de, Kurum tarafından ihlal olarak nitelendirilen başlıca anlaşma ve uyumlu eylem türlerine yer verilmektedir. |
|
İşverenlerin kendi aralarında yaptığı, çalışanların ücretleri, yan hakları, işin yeri ve zamanı, çalışma süreleri, yıllık izinleri, sosyal yardımları veya sağlık sigortası gibi çalışma koşullarını birlikte belirlemeye yönelik anlaşmaları ya da uyumlu eylemleri ile teşebbüs birliklerinin bu doğrultudaki karar ve uygulamaları, Kanun'un 4. maddesi kapsamında rekabet ihlali sayılmaktadır. |
|
Bir teşebbüsün, diğer bir teşebbüsün mevcut ya da geçmiş çalışanlarına iş teklifinde bulunmaktan veya onları istihdam etmekten kaçınmayı taahhüt etmesi şeklinde ortaya çıkan düzenlemeler "çalışan ayartmama" anlaşmaları olarak adlandırılmaktadır. Bu anlaşmalar, çoğunlukla tarafların birbirlerinin çalışanlarına doğrudan teklif götürmeme veya işe alım süreçlerini karşılıklı onaya bağlama biçiminde uygulanmaktadır. Kurum tarafından Kılavuz ile belirtildiği ve daha önce Kurul tarafından İzmir Konteynır Taşımacıları Kararı ile ortaya konduğu üzere, çalışan ayırtmama anlaşmaları nitelikleri gereği müşteri veya tedarikçi paylaşımı anlaşmalarına benzer şekilde değerlendirilmektedir. Kılavuz ile söz konusu anlaşmaların amaç yönünden rekabeti sınırlayıcı bulunmaları hâlinde kartel olarak kabul edileceği belirtilmiştir. |
Kurul tarafından Özel Hastaneler Kararı ile, ilgili soruşturmaya konu teşebbüslerin, birbirlerinin çalışanlarını işe almaktan kaçınmak amacıyla, genellikle "centilmenlik" anlaşmaları olarak adlandırılan anlaşmalara girdikleri ve bu teşebbüslerin temsilcilerinin kendi aralarında çalışanların maaş skalalarını görüştüğü tespit edilmiştir. Soruşturma sonucunda, 18 teşebbüs ve bir teşebbüs birliğine toplam 57.958.835 Türk Lirası idari para cezası uygulanmıştır. |
|
Kılavuz'da bilgi, iş gücüyle doğrudan veya dolaylı şekilde bağlantılı tüm verileri; bilgi paylaşımı ise bu verilerin teşebbüsler arasında aktarılmasını ifade etmektedir. |
İş gücü piyasalarında teşebbüsler arasında yapılan bilgi değişimleri, içeriğin ve paylaşımın niteliğine bağlı olarak rekabet hukuku açısından ciddi riskler doğurabilmektedir. Özellikle: |
|
Kurum, bu tür paylaşımların, işverenler arasında ücretlerin baskılanmasına ve/veya çalışan hareketliliğinin engellenmesine zemin hazırladığını kabul ederek açık bir rekabet ihlali riski taşıdığını kabul etmektedir. |
Bununla birlikte, bilgi değişiminin rekabet üzerindeki etkisini ve dolayısıyla rekabet hukukuna aykırılık risklerini azaltmak da mümkündür. Kılavuz'a göre: |
|
|
Kılavuz'a göre, yan sınırlamalar, esas anlaşmanın temel amacı olmayan, ancak anlaşmanın hedeflerinin gerçekleştirilmesi için gerekli ve doğrudan ilgili kısıtlamalardır. Bu kısıtlamalar, ya asıl anlaşmanın bir maddesi olarak ya da ayrı bir anlaşma şeklinde, fakat asıl anlaşmaya tabi olacak şekilde uygulanabilir. Kılavuz'a göre, eğer bir kısıtlama yan sınırlama olarak kabul edilirse, Kanun'un 4. maddesi kapsamında değerlendirilmez. Ancak çalışan ayartmama veya ücret belirleme gibi kısıtlamalar yan sınırlama niteliği taşımıyorsa, Kılavuz'a göre bunlar amaç bakımından ihlal olarak kabul edilir. |
Bir kısıtlamanın yan sınırlama sayılabilmesi için üç temel koşul bulunmaktadır: |
|
|
|
|
|
Genel olarak, Kanun'un 5. maddesinde öngörülen şartları karşılayan her türlü rekabeti kısıtlayıcı anlaşma, karar ve eylem, Kanun'un 4. maddesi kapsamındaki uygulamalardan muaf tutulabilir. Ancak Kurum, Kılavuz ile açıkça belirtmiştir ki; iş gücü piyasasında ücret belirleme ve çalışanları cezbetmeme anlaşmaları ile rekabeti sınırlamayı amaçlayan bilgi paylaşımı uygulamaları, hem hukuken hem de ekonomik olarak rekabeti orantısız şekilde kısıtladıkları ve bu kısıtlamaların olumsuz etkilerini dengeleyecek yeterli ekonomik fayda sağlama olasılıkları düşük olduğu için muafiyet kapsamında değerlendirilemez. |
|
Kanun'un 6. maddesi uyarınca, bir veya birden fazla teşebbüsün, ülkenin tamamında veya bir bölümünde, bir mal veya hizmet piyasasındaki hâkim durumunu tek başına veya başkalarıyla yapacağı anlaşmalar ya da birlikte davranışlar aracılığıyla kötüye kullanması hukuka aykırıdır. Bu çerçevede, Kılavuz ile 6. madde kapsamında yapılacak değerlendirmelerde, ilgili teşebbüsün hem ürün veya hizmet piyasasında hem de iş gücü piyasasında hâkim durumda olup olmadığının inceleneceği belirtilmiştir. |
Kanun'un 7. maddesi, bir veya birden fazla teşebbüsün hâkim durum yaratacak veya mevcut hâkim durumu güçlendirecek şekilde ülke genelinde veya belirli bir bölgede mal veya hizmet piyasasında etkin rekabeti önemli ölçüde azaltacak birleşmelerini; ya da bir teşebbüsün başka bir teşebbüsün mal varlığını, ortaklık paylarını veya yönetimde hak sahibi olma yetkisi veren araçlarını (miras yoluyla iktisap hariç) devralmasını yasaklamaktadır. |
Kılavuz uyarınca işlemin iş gücü pazarında rekabeti önemli ölçüde azaltıp azaltmayacağı değerlendirilirken; işlem taraflarının ilgili iş gücü pazarındaki payları ve pazarın yoğunlaşma düzeyi, tarafların istihdam ettiği çalışanların niteliğinin birbirine yakınlığı, ilgili ürün pazarına giriş engelleri, iş gücü arzının örgütlülüğü, işyeri değiştirme maliyetleri, tarafların rakiplerinin kapasite kullanımı ve yeni yatırım imkanları, potansiyel rekabet baskısı, rakipler arasında işbirliği olasılıkları ve işlemin "ölümcül devralma" potansiyeli gibi faktörler dikkate alınacaktır. |
Sonuç ve Öneriler |
Kılavuz ve Kanun çerçevesinde, iş gücü piyasasında rekabeti sınırlayıcı davranışlar ciddi hukuki ve idari riskler doğurmaktadır. Kanun'un 16. maddesi uyarınca, 4, 6 ve 7. maddelerde yasaklanan davranışları gerçekleştiren teşebbüsler veya teşebbüs birlikleri ile bunların üyelerine, yıllık gayri safi gelirlerinin %10'una kadar idari para cezası uygulanabilmektedir. Bu kapsamda, olası bir soruşturmanın önlenmesi ve risklerin minimize edilmesi amacıyla, kurumların insan kaynakları (HR) uygulamalarını gözden geçirmeleri önem arz etmektedir. Özellikle, çalışan ayartmama, ücret belirleme ve bilgi paylaşımı uygulamalarının Kanun ve Kılavuz ile uyumlu olduğundan emin olunmalıdır. |
Ön soruşturma ve soruşturma aşamalarında, Kurum'a bilgi ve belge sağlama yükümlülüğü bulunmaktadır; bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi veya yerinde incelemenin zorlaştırılması halinde, Kanun'un 17. maddesi uyarınca, günlük olarak işlemek üzere karardan bir önceki mali yıl sonunda oluşan, bunun hesaplanması mümkün olmazsa karar tarihine en yakın mali yıl sonunda oluşan ve Kurul tarafından saptanacak olan yıllık gayri safi gelirlerinin onbinde beşi oranında ek idari para cezası riski bulunmaktadır. Dolayısıyla, hem mevcut uygulamaların uyumluluğu hem de incelemelere tam iş birliği sağlanması, hukuki ve finansal risklerin azaltılmasında kritik öneme sahiptir. |
____________________ Kanun'un güncel metnine şu adresten ulaşabilirsiniz: |
Rekabet Kurumu, "İş Gücü Piyasalarındaki Rekabet İhlallerine Yönelik Kılavuz", 3 Aralık 2024, Erişim: |
Kıran, N. F. (2022). İşgücü pazarında rekabet hukuku uygulamaları (Uzmanlık Tezi). Rekabet Kurumu. Erişim: |
Gürkaynak, G. (2024). Rekabet Hukuku (2. baskı). Ankara: Seçkin Hukuk. |
İzmir Konteynır Taşımacıları Kararı: Karar Tarihi: 2 Ocak 2020, Karar No: 20-01/3-2. Erişim: |
Özel Hastaneler Kararı: Karar Tarihi: 24 Şubat 2022, Karar No: 22-10/152-62. Erişim: |
Diğer Haberler
-
28.8.2025
İşçinin Uzun Süre Boyunca Raporlu Olması İşverene İş Sözleşmesini Feshetme Hakkı Verir Mi?
İşçi-işveren ilişkilerinde, uzun süreli sağlık raporlarının iş sözleşmesinin akıbetini doğrudan etkilemesi hem çalışanlar hem de işverenler açısından kritik bir öneme sahiptir. Özellikle belirli bir süre boyunca devam eden kesintisiz rapor süreleri, İş Kanunu'nun 25/I-b bendinde, işverenin haklı ve derhal fesih imkanını ve işçiye sağlanacak hakları belirleyen özel bir düzenleme olarak mevzuatta yer almaktadır. Bu kapsamda, işverenin işçinin uzun süreli raporu sonrasında haklı nedenle fesih hakkını nasıl kullanabileceği ve bu sürecin yasal dayanakları ayrıntılı olarak incelenmelidir.
-
17.8.2025
SMS Doğrulama Kodları ve KVKK'nın 2025/1072 Sayılı İlke Kararı
Kişisel Verileri Koruma Kurulu'nun 10 Haziran 2025 tarihli ve 2025/1072 sayılı İlke Kararı, ticari hayatta yaygın bir uygulama haline gelen SMS doğrulama kodları üzerinden kişisel veri işleme faaliyetlerine ilişkin önemli düzenlemeler getirmektedir. Bu karar, özellikle perakende satış ve hizmet sektörlerinde müşteri ilişkileri yönetiminde köklü değişiklikleri zorunlu kılmaktadır.
-
10.8.2025
Yenilenebilir Enerji Üretimi Şirketlerinde Birleşme Devralma İşlemleri
Son yıllarda Türkiye'de elektrik enerjisi piyasasında dikkat çeken gelişmeler, üretim kapasitesinin artırılmasına yönelik yatırımlarla sınırlı kalmamakta, yenilenebilir enerji alanındaki şirketlere yapılan stratejik yatırımlar ve birleşme devralma işlemleriyle de gündeme geliyor.
-
30.7.2025
Kısmi Süreli İş Sözleşmesi'nde Yıllık İzin ile Kıdem ve İhbar Tazminatı
Kısmi Süreli İş Sözleşmesi 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 13. Maddesi'nde "İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir." şeklinde tanımlanmıştır.
-
29.7.2025
Emlak Vergisi Değerlerinin Tespitine İlişkin Kararlara Karşı Dava Yolu
a. Genel Olarak 2002 yılında 4751 sayılı Vergi Usul Kanunu, Emlâk Vergisi Kanunu ve Harçlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile Emlak Vergisi Kanunu'nda yapılan değişiklikler akabinde emlak vergisi matrahının tespitinde beyan esası kaldırılmış ve idari makamlarca yapılacak takdir ve tespit usulüne geçilmiştir
-
27.7.2025
Doğrudan Satışlar Hakkında Yönetmelik Yayınlandı
Ticaret Bakanlığı ("Bakanlık") tarafından 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun' un 47/A ve 84' üncü maddelerine dayanılarak düzenlenen Doğrudan Satışlar Hakkında Yönetmelik ("Yönetmelik"), 08.08.2025 tarihli ve 32980 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
-
15.7.2025
Hükümlülük Ve Tutukluluk Nedeniyle İşverenin Fesih Hakkı Ve Hukuki Sonuçları
İşçi ve işveren arasındaki dengenin korunması esasına dayalı dinamik bir alan olan iş hukuku uygulamasında; işçinin iş görme edimini yerine getirememesi hali, özellikle de bu durumun hükümlülük veya tutukluluk gibi bireysel özgürlüğü kısıtlayıcı hallerden kaynaklanması, iş sözleşmesinin feshine ilişkin önemli hukuki sonuçlar doğurmaktadır.
-
13.7.2025
İş Kanunu'nda 14.07.2025 Tarihli Köklü Değişiklik: Turizm Sektöründe Esnek Hafta Tatili Dönemi Başladı!
14 Temmuz 2025'te Resmî Gazete'de yayımlanan 7553 sayılı "Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile , İş Kanunu ve diğer bazı kanunlarda önemli yenilikler getirilmiştir. Bu kapsamda; 14.07.2025 tarihi itibariyle İş Kanunu'nun hafta tatilini düzenleyen 46. Maddesine eklenen hükümle birlikte turizm sektörüne özel esnek hafta tatili uygulamasına geçildiği görülmektedir.
-
8.7.2025
İklim Kanunu Yürürlüğe Girdi
İklim değişikliği ile mücadelede sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum faaliyetleri ile planlama ve uygulama araçlarını, gelirleri, izin ve denetimi ve bunlara ilişkin yasal ve kurumsal çerçevenin usul ve esasları hakkında düzenlemeler içeren 7552 sayılı İklim Kanunu ("Kanun") 9 Temmuz 2025 tarih ve 32951 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. İşbu Kanun; genel ilke ve hedefleri kazuistik bir bakış açısıyla ortaya koymakta, ayrıntılı ve teknik düzenlemeleri ikincil mevzuata bırakmayı tercih etmektedir.
-
6.7.2025
Tapu Sicilinde Arabuluculuk Uygulamaları
05.04.2023 tarih ve 32154 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nda ("Kanun") değişiklikler yapılarak dava şartı- zorunlu- ve ihtiyari arabuluculuk ile çözümlenebilecek uyuşmazlıkların kapsamı genişletilmiştir.
-
26.6.2025
Konkordato Mühletinin Rehinli Alacaklılar Bakımından Sonuçları
İcra ve İflas Kanunu'nun 285. maddesi uyarınca, borçlarını vadesinde ödeyemeyen veya ödeyememe riski taşıyan borçlu, konkordato talep edebilir. Talep üzerine borçluya verilen mühlet süresince İcra İflas Kanunu 294/1 hükmü gereğince hiçbir icra takibi başlatılamaz; başlamış olanlar ise durur.
-
24.6.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Zorunluluğu
14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ ("Tebliğ") ile birlikte ticari defterleri elektronik ortamda tutmakla yükümlü olan ticaret şirketlerinin belirlenmesi, bu defterlerin elektronik ortamda oluşturulması, tutulması, saklanması ve ibrazı ile bu işlemlerin gerçekleştirileceği sistemin işleyişine ilişkin usul ve esaslarını düzenlenmiştir.
-
17.6.2025
Halka Açık Şirketlerde M&A Dinamikleri: Borsa İstanbul Üzerinden Yeni Yatırım Stratejileri
Son yıllarda Türkiye'de halka arzlar rekor seviyelere ulaştı. 2023 ve 2024'te çok sayıda şirket halka arz işlemi sonucunda Borsa İstanbul'da işlem görmeye başladı. Küçük yatırımcıların yoğun ilgisiyle dikkat çeken bu halka arzlar, şirketlerin şeffaflık ve görünürlük kazandığı önemli stratejik hamleler olarak öne çıkmakla birlikte önemli bir finansman aracı olarak da rol oynamaktadır. Halka arz ile birlikte halka açık şirketler/ ortaklıklar artık sadece küçük yatırımcıların değil, yerli / yabancı stratejik ve finansal yatırımcıların da radarına girmektedir.
-
15.6.2025
Yargıtay, Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerine İlişkin Olarak Yıllardır Sürdürdüğü "Avans Tapu" Olarak Bilinen İçtihadından Vazgeçti.
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, ülkemizdeki inşaat sektöründe yaygın bir uygulamadır.
-
10.6.2025
Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği'nde Yapılan Değişiklik İade Kargo Ücreti Ve Elektronikte Cayma Hakkı
24 Mayıs 2025 tarihli ve 32909 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ("Değişiklik Yönetmeliği") ile mesafeli satışlara yönelik önemli değişikliğe gidildi. Değişiklik Yönetmeliği ile gelen önemli değişiklikler şu şekildedir;