HMK DEĞİŞİKLİKLERİ IŞIĞINDA "TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI" 29 Ekim 2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki “Ticari Defterlerin İbrazı Ve Delil Olması” İle İlgili Getirilen Değişiklikler Nelerdir?

28.07.2020 Tarih ve 31199 Sayılı Resmi Gazetede Yayımlanarak Yürürlüğe Giren 7251 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun İle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki “Ticari Defterlerin İbrazı Ve Delil Olması” Hakkında Getirilen Değişiklikler ve Yenilikler Nelerdir?
28.07.2020 tarihli ve 31199 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7251 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun (“7251 Sayılı Kanun”) ile 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na da (“HMK”) birçok değişiklik ve yenilik getirilmiştir. Bunlardan biri de;
Ticari defterlerin davalarda delil olarak sunulması halinde tabi olunacak usuli düzenlemeleri içeren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesinin 3. Fıkrasına getirilen yenilikler ve değişikliklerdir.
Ticari Defterler Nedir?
Ticari defterler, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 64. maddesinde yer alan ilgili düzenleme gereği, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek, tacirlerin işletmeleri ile ilgili tutmakla yükümlü olduğu kayıtlar olarak tanımlanmıştır. Ticari defterleri tutma yükümlülüğü ticari işletmelerin kuruluşuyla başlamakta ve tasfiye olmaları halinde tasfiyenin sonuna kadar devam etmektedir.
Ticari Deftere Mahkemede Delil Olarak Dayanılabilir mi?
Gerçek ve/veya tüzel kişilerin ticaret yaşamında sonuç doğuran işlemlerinin yer aldığı kayıtlardan oluşan ticari defterler; tacirin veya ticari işletmenin denetiminde ve işletmenin yönetilmesinde önemli bir role sahiptir. Bunun yanı sıra tacirin veya ticari işletmenin taraf olduğu ilişkilerden uyuşmazlık doğması halinde olayı aydınlatacak niteliğe sahip belge olduğundan incelenebilmektedirler.
Diğer bir anlatım ile ticari defterlerin delil niteliği bulunmaktadır. Uyuşmazlığın aydınlatılmasında delil teşkil eden ticari defterler hem sahibi lehine hem de aleyhine delil olarak kullanılabilmektedir.
Ticari Defterler Kesin Delil mi, Yoksa Takdiri Delil mi Kabul Edilmektedir?
Ticari davalarda bir hukuki işlem takdiri veya kesin delillerle ispat edilemezse veya ispat edilmek istenmezse, ticari defterlerle de ispat edilebilir.
Defterlerin delil niteliği tartışmalı olup, takdiri veya kesin delil kavramlarından herhangi biri altına sokulmamış, ticari defterlerin sahibi lehine veya aleyhine delil olabileceği belirtilmekle yetinilmiştir.
Yargıtay’ın bazı kararlarında, defterler delil olarak kullanılırken defter kayıtlarının dayanağı olan belgelere göre delil niteliklerinin belirlendiğine rastlanmaktadır.
Delil Olarak Dayanılan Ticari Defterlerin Mahkemeye İbrazı Nasıl Olur? Her Ticari Defter Delil Olma Vasfına Sahip midir? Hangi Durumda Ticari Defter, Sahibi Lehine Delil Olmaktadır? Uyuşmazlığın Çözümü için Kimler Ticari Defterlerin Mahkemeye İbrazını İsteyebilmektedir?
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinin 1. Fıkrasında yer alan açık kanun hükmü uyarınca; uyuşmazlığın çözümü için mahkeme kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine vereceği karar ile ticari defterlerin ibrazını isteyebilir ve ticari defterleri delil olarak inceleyebilir.
Ticari Defterin 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Kapsamında Delil Olarak Kabul Edilebilmesi için Ne gibi Şartları Taşıması Gerekmektedir?
Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesinin 2. Fıkrasındaki “kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulma, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olma ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasıdır.” hükmüne uygun olmaları aranmaktadır.
Ticari Defterlerin Sahipleri Lehine Delil Olarak Değerlendirilmesi İçin Hangi Şartların Bir Arada Olması Gerekmektedir?
Genel hukuk kuralları dâhilinde bir kimsenin kendi düzenlemiş olduğu belgenin kendi lehine delil sayılması mümkün değildir. Görüldüğü üzere
ticari defterlerin sahibi lehine delil sayılması istisnai bir haldir.
Ticari defterlerin sahibi lehine delil olabilmesi için bir takım şartların bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartların neler olduğu 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Ticari Defterlerin İbrazı Ve Delil Olması” başlıklı 222. maddesinin 3. Fıkrasında “diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olmasıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Diğer bir ifade ile kanun hükmü uyarınca ticari defterlerin sahibi için lehe delil niteliği taşıması için ayrıca;
a) Taraflardan en az biri tacir olmalı
b) Uyuşmazlık konusu, iki taraftan en az birinin ticari işletmesi ile ilgili bir hukuki işlem olmalı,
c) Sahibi lehine delil sayılacak defterler ticari defter olmalı,
d) Ticari defterler kanuna uygun olarak tutulmuş olmalı,
e) Bir tacirin tuttuğu bütün defterler birbirini doğrulamalı,
f) Karşı tarafın ticari defterlerinde ilgili hususta hiç kayıt olmamalı veya karşı tarafın ticari defterleri bu defterlere aykırı olmamalı,
şartlarını bir arada taşıması gerekmektedir.
HMK Kapsamında Ticari Defterlerin Sahibi Lehine Delil Olması İçin Kanunun Aradığı Şartlara 7251 Sayılı Kanun İle Ne Gibi Değişiklikler ve Yenilikler Getirilmiştir?
28.07.2020 Tarihinde Yürürlüğe Giren 7251 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 23. maddesi ile 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. Maddesinin 3. fıkrasına hem bir değişiklik hem de bir yenilik getirilmiştir.
Önceden kanunun aradığı şartlardan biri diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinde ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması iken, 28.07.2020 tarihinde getirilen değişiklik kapsamında artık bu koşul yerine; diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemiş olması aranmaktadır.
28.07.2020 Tarihli kanun kapsamında aynı zamanda şartlara uygun olarak tutulan ticari defterin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı şeklinde bir yenilik de getirildi.
Bu durumda, 7251 sayılı Kanun ile getirilen değişiklik ve yenilik dâhilinde ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kullanılabilmesi için aranan yeni şartlar;
a) İki taraftan en az biri tacir olmalı,
b) Uyuşmazlık konusu iki taraftan birinin ticari işletmesi ile ilgili bir hukuki işlem olmalı,
c) Sahibi lehine delil sayılacak defterler ticari defter olmalı,
d) Ticari defterler kanuna uygun olarak tutulmuş olmalı,
e) Bir tacirin tuttuğu bütün defterler birbirini doğrulamalı,
f) Karşı taraf ticari defterlerini hiç ibraz etmemiş olmalı veya karşı tarafın ticari defterleri bu defterlere aykırı olmamalı,
g) Ticari defterine lehe delil olarak dayanan tarafın ticari defterinde de ilgili hususta kayıt bulunmalı şeklinde sıralanabilir.
Ticari işlemin yokluğunun ispatı konusunda var olmayan ilişkinin kaydının da tutulmayacağından bahisle ispat yükünün ağırlığı nedeniyle değişiklik getirilmiştir. Bu itibarla tek bir tarafın ticari defterinde bulunan kayıt ile karşı taraf aleyhine karar verilmesinden vazgeçilmiş ve ilgili maddenin lafzı, ticari defterini ibraz etmeyerek aslında ispat yükünü yerine getirmeyen taraf aleyhine sonuç doğuracağı şeklinde değiştirilmiştir. Bu değişiklik sayesinde diğer kanun hükümlerindeki ispat yüküne ilişkin düzenlemelerle bir bütünlük sağlanmıştır.
Diğer Haberler
-
17.8.2025
SMS Doğrulama Kodları ve KVKK'nın 2025/1072 Sayılı İlke Kararı
Kişisel Verileri Koruma Kurulu'nun 10 Haziran 2025 tarihli ve 2025/1072 sayılı İlke Kararı, ticari hayatta yaygın bir uygulama haline gelen SMS doğrulama kodları üzerinden kişisel veri işleme faaliyetlerine ilişkin önemli düzenlemeler getirmektedir. Bu karar, özellikle perakende satış ve hizmet sektörlerinde müşteri ilişkileri yönetiminde köklü değişiklikleri zorunlu kılmaktadır.
-
10.8.2025
Yenilenebilir Enerji Üretimi Şirketlerinde Birleşme Devralma İşlemleri
Son yıllarda Türkiye'de elektrik enerjisi piyasasında dikkat çeken gelişmeler, üretim kapasitesinin artırılmasına yönelik yatırımlarla sınırlı kalmamakta, yenilenebilir enerji alanındaki şirketlere yapılan stratejik yatırımlar ve birleşme devralma işlemleriyle de gündeme geliyor.
-
30.7.2025
Kısmi Süreli İş Sözleşmesi'nde Yıllık İzin ile Kıdem ve İhbar Tazminatı
Kısmi Süreli İş Sözleşmesi 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 13. Maddesi'nde "İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir." şeklinde tanımlanmıştır.
-
29.7.2025
Emlak Vergisi Değerlerinin Tespitine İlişkin Kararlara Karşı Dava Yolu
a. Genel Olarak 2002 yılında 4751 sayılı Vergi Usul Kanunu, Emlâk Vergisi Kanunu ve Harçlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile Emlak Vergisi Kanunu'nda yapılan değişiklikler akabinde emlak vergisi matrahının tespitinde beyan esası kaldırılmış ve idari makamlarca yapılacak takdir ve tespit usulüne geçilmiştir
-
15.7.2025
Hükümlülük Ve Tutukluluk Nedeniyle İşverenin Fesih Hakkı Ve Hukuki Sonuçları
İşçi ve işveren arasındaki dengenin korunması esasına dayalı dinamik bir alan olan iş hukuku uygulamasında; işçinin iş görme edimini yerine getirememesi hali, özellikle de bu durumun hükümlülük veya tutukluluk gibi bireysel özgürlüğü kısıtlayıcı hallerden kaynaklanması, iş sözleşmesinin feshine ilişkin önemli hukuki sonuçlar doğurmaktadır.
-
13.7.2025
İş Kanunu'nda 14.07.2025 Tarihli Köklü Değişiklik: Turizm Sektöründe Esnek Hafta Tatili Dönemi Başladı!
14 Temmuz 2025'te Resmî Gazete'de yayımlanan 7553 sayılı "Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile , İş Kanunu ve diğer bazı kanunlarda önemli yenilikler getirilmiştir. Bu kapsamda; 14.07.2025 tarihi itibariyle İş Kanunu'nun hafta tatilini düzenleyen 46. Maddesine eklenen hükümle birlikte turizm sektörüne özel esnek hafta tatili uygulamasına geçildiği görülmektedir.
-
8.7.2025
İklim Kanunu Yürürlüğe Girdi
İklim değişikliği ile mücadelede sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum faaliyetleri ile planlama ve uygulama araçlarını, gelirleri, izin ve denetimi ve bunlara ilişkin yasal ve kurumsal çerçevenin usul ve esasları hakkında düzenlemeler içeren 7552 sayılı İklim Kanunu ("Kanun") 9 Temmuz 2025 tarih ve 32951 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. İşbu Kanun; genel ilke ve hedefleri kazuistik bir bakış açısıyla ortaya koymakta, ayrıntılı ve teknik düzenlemeleri ikincil mevzuata bırakmayı tercih etmektedir.
-
6.7.2025
Tapu Sicilinde Arabuluculuk Uygulamaları
05.04.2023 tarih ve 32154 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nda ("Kanun") değişiklikler yapılarak dava şartı- zorunlu- ve ihtiyari arabuluculuk ile çözümlenebilecek uyuşmazlıkların kapsamı genişletilmiştir.
-
26.6.2025
Konkordato Mühletinin Rehinli Alacaklılar Bakımından Sonuçları
İcra ve İflas Kanunu'nun 285. maddesi uyarınca, borçlarını vadesinde ödeyemeyen veya ödeyememe riski taşıyan borçlu, konkordato talep edebilir. Talep üzerine borçluya verilen mühlet süresince İcra İflas Kanunu 294/1 hükmü gereğince hiçbir icra takibi başlatılamaz; başlamış olanlar ise durur.
-
24.6.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Zorunluluğu
14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ ("Tebliğ") ile birlikte ticari defterleri elektronik ortamda tutmakla yükümlü olan ticaret şirketlerinin belirlenmesi, bu defterlerin elektronik ortamda oluşturulması, tutulması, saklanması ve ibrazı ile bu işlemlerin gerçekleştirileceği sistemin işleyişine ilişkin usul ve esaslarını düzenlenmiştir.
-
17.6.2025
Halka Açık Şirketlerde M&A Dinamikleri: Borsa İstanbul Üzerinden Yeni Yatırım Stratejileri
Son yıllarda Türkiye'de halka arzlar rekor seviyelere ulaştı. 2023 ve 2024'te çok sayıda şirket halka arz işlemi sonucunda Borsa İstanbul'da işlem görmeye başladı. Küçük yatırımcıların yoğun ilgisiyle dikkat çeken bu halka arzlar, şirketlerin şeffaflık ve görünürlük kazandığı önemli stratejik hamleler olarak öne çıkmakla birlikte önemli bir finansman aracı olarak da rol oynamaktadır. Halka arz ile birlikte halka açık şirketler/ ortaklıklar artık sadece küçük yatırımcıların değil, yerli / yabancı stratejik ve finansal yatırımcıların da radarına girmektedir.
-
15.6.2025
Yargıtay, Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerine İlişkin Olarak Yıllardır Sürdürdüğü "Avans Tapu" Olarak Bilinen İçtihadından Vazgeçti.
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, ülkemizdeki inşaat sektöründe yaygın bir uygulamadır.
-
10.6.2025
Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği'nde Yapılan Değişiklik İade Kargo Ücreti Ve Elektronikte Cayma Hakkı
24 Mayıs 2025 tarihli ve 32909 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ("Değişiklik Yönetmeliği") ile mesafeli satışlara yönelik önemli değişikliğe gidildi. Değişiklik Yönetmeliği ile gelen önemli değişiklikler şu şekildedir;
-
4.6.2025
İşçilere Bankalar Aracılığıyla Ödenecek İstihkaklara İlişkin Yönetmelik Değişikliği Hakkında
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanarak 4 Haziran 2025 tarihli 32920 sayılı Resmî Gazete 'de yayımlanan "Ücret, Prim, İkramiye ve Bu Nitelikteki Her Türlü İstihkakın Bankalar Aracılığıyla Ödenmesine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik" 01.07.2025 tarihi itibariyle yürürlüğe girecektir.
-
29.5.2025
Enflasyon Karşısında Nafaka, Nafaka Artırımı ve Döviz Olarak Nafaka Ödenmesi Sorunu
Boşanma davaları sonucunda hükümle hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakaları, genellikle belirli bir tutar üzerinden sabitlenmekte ve yıllar boyunca ya aynı tutarda kalmakta ya da mahkemece belirlenen oranlarda sınırlı şekilde artırılmaktadır. Yine aynı şekilde yargılama sürecince belirlenen tedbir nafakasında yargılamanın uzun sürmesi ve yüksek enflasyon nedeniyle zaman içinde nafakanın yetersiz hale gelmesine neden olmakta; bu da nafaka uygulamasının işlevselliğini önemli ölçüde engellemektedir.