Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmelik”te Yapılan Değişiklikler 13 Kasım 2018
“Kısa Çalışma” ilk defa 4857 Sayılı İş Kanununda düzenlenmiş olmakla birlikte kanundaki bu düzenleme 2008 yılında yürürlükten kaldırılarak 4447 Sayılı sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun ek 2.maddesinde yeni yerini almıştır. Bu düzenlemeye dayanılarak çıkarılan 30.04.2011 tarihli “Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmelik”te ise detaylarına yer verilmiştir. Son olarak 9 Kasım 2018 tarihli ve 30590 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile kısa çalışmaya ilişkin bazı esaslar yeniden düzenlenmiştir.

İŞKUR Yönetim Kurulu’nun Kararı Olmalı
Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlardan ileri gelen zorlayıcı sebeplerin işyerinde yarattığı sonuçlar ne olursa olsun Yönetmeliğin 5.maddesinde düzenleme gereğince İŞKUR Yönetim Kurulu tarafından alınmış bir karar olmadıkça bu sebeplerle yapılan kısa çalışma talepleri reddedilir.
“Zorlayıcı Sebepler”in Tanımı Genişletilmiştir:
“dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlar”ın eklendiği hali ile zorlayıcı sebepler; İşverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine imkân bulunmayan, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması veya faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması ile sonuçlanan dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlar ya da deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik gibi durumlardır.
Kısa Çalışma Yapacak İşçilere İlişkin Listenin Verilme Zamanı Yeniden Belirlenmiştir:
İşyerinde kısa çalışma yapacak işçilere ait bilgilerin yer aldığı liste artık başvuru sırasında (manyetik ve yazılı ortamda yapılabilir) Kurum Birimine verilmiş olması gerekmektedir.
Kısa Çalışmanın Yapılacağı Zaman Aralığının Nasıl Belirleneceği Düzenlenmiştir.
İşyerinde hangi tarihler arasında kısa çalışma uygulanacağını “işyeri gelenekleri ve iş niteliğini dikkate alarak” belirleme yetkisi İşveren’e bırakılmıştır.
Kısa Çalışma Nedir, Başvuru Usulünde Nelere Dikkat Edilmeli?
Kısa Çalışma Nedir?
Özetle belirtmek gerekirse kısa çalışma; genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile dışsal etkilerden kaynaklanan zorlayıcı sebeplerle işyerindeki normal haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak azaltılması veya faaliyetin geçici olarak tamamen ya da kısmen durdurulması halidir. Diğer şartların da mevcut olması halinde işyerinde en fazla 3 ay süre ile kısa çalışma yapılabilir.
*Bu süre Cumhurbaşkanı kararı ile 6 aya kadar uzatılabilir.
Kısa Çalışma Ödeneği Nedir?
İşverenin uygun görülen talebine istinaden kısa çalışma kapsamına alınan ve gerekli şartları sağlayan işçilere, kısa çalışma döneminde çalışamadıkları süreler için Türkiye İş Kurumu tarafından İşsizlik Sigortası Fonundan en fazla 3 ay süre ile sağlanan gelir desteğidir.
*Bu süre Cumhurbaşkanı kararı ile 6 aya kadar uzatılabilir.
Kısa Çalışma Hangi Şartlarda Gerçekleşebilir?
Kısa çalışma uygulamasına gidilebilmesinin şartlarını iki ana başlıkta toplamak mümkündür.
Sebepler:
• Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlardan ileri gelen zorlayıcı sebeplerin varlığına dair Türkiye İş Kurumu Yönetim Kurulu tarafından karar alınmış isekısa çalışma uygulamasına gidilebilir.
Dolayısıyla eğer İŞKUR Yönetim Kurulu’nun kararı yoksa İşverenlerin kendiliğinden bu sebeplerle yapacakları kısa çalışma talebi reddedilecektir (Yön. Md.5/3).
• Deprem, yangın, su baskını, salgın hastalık, dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlar gibi işverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, öngörülemeyen ve bertaraf edilmesi mümkün olmayan zorlayıcı sebeplerin varlığı halinde de kısa çalışma uygulamasına gidilebilir. Bu ihtimalde İŞKUR Yönetim Kurulu Kararı aranmaz.
İşyerinde Yarattığı Sonuçlar:
Sadece yukarıda yer verdiğimiz sebeplerin varlığı yeterli değildir. Bu sebeplerle birlikte ayrıca;
• İşyerindeki haftalık çalışma süresinin geçici olarak en az 1/3 oranında azaltılmış ya da
• İşyerindeki faaliyetin en az 4 hafta süreyle kısmen veya tamamen durdurulmuş olması
gerekmektedir.
“Genel Ekonomik Kriz, Sektörel Kriz, Bölgesel Kriz” Nedir?
Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmeliğin 3.maddesine göre genel ekonomik kriz; ulusal veya uluslararası ekonomide ortaya çıkan olayların, ülke ekonomisini ve dolayısıyla işyerini ciddi anlamda etkileyip sarstığı durumları ifade eder. Özetle bu durumun sadece belirli bir bölgede etkilerini göstermesi hali “Bölgesel Kriz”; sadece belirli sektörler üzerinde etkilerini göstermesi ise “Sektörel Kriz”dir.
Konkordatoya Başvurmak ya da Konkordato İlan Etmiş Olmak Kısa Çalışma Uygulamasından Faydalanabilmek İçin Yeterli Midir?
Yukarıda belirtildiği üzere; İŞKUR Yönetim Kurulu tarafından “genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlardan ileri gelen zorlayıcı sebeplerin varlığı” yönünde alınmış bir karar olmadığı sürece bu ve benzeri sebeplerle yapılan başvurular Kurum tarafından reddedilecektir. Dolayısıyla İŞKUR Yönetim Kurulu tarafından karar verilmediği sürece; konkordato için gerekli şartları taşıyor olmak, bu yönde başvuruda bulunmuş olmak ya da konkordato veya iflas ilan etmiş olmak kısa çalışma için yeterli değildir.
Kısa Çalışma İçin Çalışma Süresi Nasıl Azaltılmış Olmalıdır?
Kısa çalışma; işyerinin bir bölümünde veya tamamında haftalık çalışma sürelerinin “geçici olarak” ve “en az 1/3 oranında” azaltılması halinde gerçekleşebilir. Örneğin; haftalık çalışma süresi 45 saat olan bir işyerinde kısa çalışma uygulamasına gidilebilmesi için; haftalık çalışma süresinin “geçici olarak” en fazla 30 saat olacak şekilde azaltılmış olması gerekmektedir.
*Çalışma sürelerinin kalıcı olarak değiştirilmesi “esaslı değişiklik” olup kısa çalışma yapılmasına izin vermez.
Faaliyetin Kısmen veya Tamamen Durdurulması Suretiyle Kısa Çalışma Nasıl Uygulanır?
İşyerindeki faaliyetin en az 4 hafta süre ile kısmen veya tamamen durdurulması halinde de kısa çalışma gerçekleşebilir. Dört haftalık süre kesintisiz olabileceği gibi aralıklı da olabilir. Ancak faaliyetin durdurulduğu süre toplam 4 haftadan az olursa kısa çalışma ödeneğinden yararlanılamaz.
Kısa Çalışma Başvurusu Nasıl Yapılır?
Yönetmeliğin 4.maddesine göre; İşverenin; kısa çalışma uygulaması için yasanın aradığı şartların işyerinde mevcut olduğuna dair delillerini ve kısa çalışma yapacak işçilerin listesini “Kısa Çalışma Talep” dilekçesiyle birlikte İŞKUR’un ilgili birimine sunması gerekir.
*İşyerinde toplu iş sözleşmesi varsa toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına da bu durum işveren tarafından yazılı olarak bildirilir.
Kısa Çalışma İçin İşçinin Rızası Aranır Mı?
Hayır. Kısa çalışma kararı İşveren tarafından alınır. Bunun için yasada belirlenen taşıyor olmak ve İşKur’dan kısa çalışma talebinde bulunmak yeterlidir.
Kısa Çalışma Kapsamına Alınan İşyerinde Çalışan Her İşçi “Kısa Çalışma Ödeneği”nden Faydalanabilir Mi?
Hayır. İşçinin kısa çalışma ödeneği alabilmesi için Yönetmeliğin 6.maddesine göre;
• İşverenin kısa çalışma talebinin uygun bulunması,
• İşçinin kısa çalışmanın başladığı tarihten önceki son 120 gün içinde kesintisiz çalışmış olması ve son üç yıl içinde adına en az 600 gün süreyle işsizlik sigortası primi ödenmiş olması,
• İşverenin kısa çalışma başvurusu ile Kurum’a bildirdiği isim listesinde adının yer alıyor olması
gerekmektedir.
Kısa Çalışma Dönemi İşçinin Kıdemine Esas Alınır Mı?
Kısa çalışma döneminde geçen süreler işçinin kıdemi ve kıdeme bağlı haklarının tespitinde çalışılmış sürelerdendir.
Kısa Çalışma Ödeneği Haczedilebilir Mi?
İş Kanunu md.35’e göre İşçilerin aylık “ücretlerinin” dörtte birinden fazlası haczedilemez. Ancak kısa çalışma ödeneği ise “ücret” değildir. Bu nedenle kısa çalışma ödeneği nafaka borçları dışında haczedilemez, bir başkasına devir ve temlik edilemez (Yön. Md. 7/10).
Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmeliğe aşağıdaki link üzerinden ulaşabilirsiniz.
Diğer Haberler
-
20.10.2025
Borçlu Dışındaki Kişiye Ait Malların Haczi ve Hukuki Hakların Korunmas
İcra takibi sürecinde borçlunun malvarlığına dahil olmayan üçüncü kişilere ait malların haczi, uygulamada sıkça karşılaşılan ve ciddi mağduriyetlere yol açan bir durumdur. Özellikle eşler arasında mal rejimi kaynaklı belirsizlikler ile birlikte mülkiyet ilişkileri, icra işlemlerinde mülkiyetin kime ait olduğunun doğru şekilde tespitini zorlaştırmaktadır. Bu kapsamda, borçlunun eşinin veya bir başka üçüncü kişinin malı üzerine haciz tatbik edilmesi halinde başvurulabilecek hukuki koruma yollarının en önemlisi istihkak iddiasıdır.
-
19.10.2025
Rekabet Hukuku Çerçevesinde Birleşme ve Devralmalar ve Bildirim Yükümlülüğü
Birleşme ve devralmalar (M&A), şirketlerin büyüme ve yeniden yapılanma stratejilerinin merkezinde yer almaktadır. Şirketlerin gerek ulusal, gerekse uluslararası ölçekte genişleme, pazar paylarını artırma yahut yeni pazarlara giriş yapma amacına hizmet eden bu işlemler, yalnızca ekonomik ve ticari sonuçlar doğurmakla kalmayıp, aynı zamanda ilgili pazardaki rekabet dinamiklerini doğrudan etkileyebilme potansiyeli taşımaktadır. Bu sebeple, birleşme ve devralma işlemleri, pazardaki rekabet yapısını etkileyebilir. Bu özelliğinden dolayı, M&A işlemleri stratejik fırsatlar yaratırken, rekabet düzeninin sürdürülebilirliği açısından da düzenleyici otoritelerin titizlikle değerlendirdiği alanlardan biridir.
-
16.10.2025
OSB Uygulama Yönetmeliğinde Önemli Değişiklik: Katılımcılara Ek Süre İmkânı
17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'ne Geçici Madde 13 eklenmiştir. Bu yeni düzenleme, yapı ruhsatı veya işyeri açma ve çalışma ruhsatı almamış OSB katılımcılarına belirli şartlar altında ek süre tanınmasına olanak sağlamaktadır.
-
14.10.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulma Yükümlülüğünde Güncel Durum
1. GİRİŞ 20 Eylül 2025 tarihli ve 33023 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ("Değişiklik Tebliği") ile, 14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ”e (“Tebliğ") önemli değişiklikler getirilmiştir.
-
24.9.2025
İşe İade Kararı Sonrası İşverenin Yapması Gereken Sgk İşlemleri
Kesinleşen işe iade kararını tebliğ alarak 10 iş günü içinde işe başlama iradesini işverene ileten işçiyi, İşveren işe başlatabileceği gibi işe başlatmayarak mahkeme kararında tespit edilen 4 aylık boşta geçen süre ücretinin yanı sıra işe başlatmama tazminatını da ödeyebilir. Görüldüğü üzere işverenin bu durumda iki seçimlik hakkı bulunmakla birlikte SGK nezdinde yapılacak işlemler her iki durumda da birbirinden farklıdır.
-
18.9.2025
Yargıtay İBK ile Rekabet Yasağına Aykırılık Davalarında Asliye Ticaret Mahkemelerinin Görevli Olduğuna Karar Verilmiştir
1. Giriş Rekabet etmeme borcu, işçinin işverene karşı olan sadakat borcunun bir türüdür. İşçi, iş sözleşmesinin devamı süresince işverenle rekabet etmemeyi sadakat borcu kapsamında üstlenmektedir. Bununla birlikte, Türk hukukunda iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmesini yasaklayan herhangi bir kanuni düzenleme bulunmamaktadır. Fakat taraflar, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra işçinin işverene karşı rekabet etmemesini serbest iradeleri ile kararlaştırabilmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 444-447. maddeleri arasında da işçi ile işveren arasında kurulabilecek rekabet yasağı sözleşmesine ilişkin düzenlemeler ve sınırlamalar yer almaktadır.
-
15.9.2025
Transfer Ücreti: Hukuki Niteliği ve Uygulamadaki Yeri
1. Giriş Transfer ücreti, İş Kanunu'nda doğrudan tanımlanmış bir kavram olmayıp, uygulamadaki çerçevesi ve hukuki niteliği büyük ölçüde Yargıtay kararları ile şekillenmiştir. Özellikle rekabetin yoğun ve uzman iş gücünün sınırlı olduğu sektörlerde gündeme gelen bu uygulama, işverenlerin çalışan politikaları bakımından dikkatle ele alınması gereken bir ödeme türüdür.
-
4.9.2025
İş Gücü Piyasalarında Rekabet: Kaçınılması Gereken İnsan Kaynakları Uygulamaları
Piyasaların sağlıklı işleyişini temin etmek, rekabeti engelleyen uygulamaları tespit etmek ve ihlallere yönelik yaptırımlar uygulamakla görevli olan Rekabet Kurumu ("Kurum"), 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ("Kanun") uyarınca girdi ve çıktı piyasaları arasında ayrım gözetmeksizin çalışmalar yürütmektedir. İş gücü piyasaları, son dönemde teşebbüslerin girdi piyasalarında rekabet ettikleri başlıca alanlardan biri olarak öne çıkmış ve çeşitli ek dinamiklerin de etkisiyle, Kurum'un artan ölçüde odaklandığı bir piyasa haline gelmiştir. 21 Kasım 2024 tarihinde Kurum tarafından kabul edilen İş Gücü Piyasalarındaki Rekabet İhlallerine Yönelik Kılavuz ("Kılavuz"), iş gücü piyasalarında rekabet ihlallerinin önlenmesine ilişkin önemli bir rehber niteliği taşımaktadır. Bu bültende, Kılavuz ve Kurum bünyesinde görev yapan Rekabet Kurulu'nun ("Kurul") kararları ışığında (i) rekabet hukukunun işgücü piyasalarına uygulanmasıyla ilgili temel bilgi ve prensipler ve (ii) iş gücü piyasalarında rekabet ederken dikkat edilmesi gereken temel yasaklı uygulamalar ele alınacaktır.
-
28.8.2025
İşçinin Uzun Süre Boyunca Raporlu Olması İşverene İş Sözleşmesini Feshetme Hakkı Verir Mi?
İşçi-işveren ilişkilerinde, uzun süreli sağlık raporlarının iş sözleşmesinin akıbetini doğrudan etkilemesi hem çalışanlar hem de işverenler açısından kritik bir öneme sahiptir. Özellikle belirli bir süre boyunca devam eden kesintisiz rapor süreleri, İş Kanunu'nun 25/I-b bendinde, işverenin haklı ve derhal fesih imkanını ve işçiye sağlanacak hakları belirleyen özel bir düzenleme olarak mevzuatta yer almaktadır. Bu kapsamda, işverenin işçinin uzun süreli raporu sonrasında haklı nedenle fesih hakkını nasıl kullanabileceği ve bu sürecin yasal dayanakları ayrıntılı olarak incelenmelidir.
-
17.8.2025
SMS Doğrulama Kodları ve KVKK'nın 2025/1072 Sayılı İlke Kararı
Kişisel Verileri Koruma Kurulu'nun 10 Haziran 2025 tarihli ve 2025/1072 sayılı İlke Kararı, ticari hayatta yaygın bir uygulama haline gelen SMS doğrulama kodları üzerinden kişisel veri işleme faaliyetlerine ilişkin önemli düzenlemeler getirmektedir. Bu karar, özellikle perakende satış ve hizmet sektörlerinde müşteri ilişkileri yönetiminde köklü değişiklikleri zorunlu kılmaktadır.
-
10.8.2025
Yenilenebilir Enerji Üretimi Şirketlerinde Birleşme Devralma İşlemleri
Son yıllarda Türkiye'de elektrik enerjisi piyasasında dikkat çeken gelişmeler, üretim kapasitesinin artırılmasına yönelik yatırımlarla sınırlı kalmamakta, yenilenebilir enerji alanındaki şirketlere yapılan stratejik yatırımlar ve birleşme devralma işlemleriyle de gündeme geliyor.
-
30.7.2025
Kısmi Süreli İş Sözleşmesi'nde Yıllık İzin ile Kıdem ve İhbar Tazminatı
Kısmi Süreli İş Sözleşmesi 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 13. Maddesi'nde "İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir." şeklinde tanımlanmıştır.
-
29.7.2025
Emlak Vergisi Değerlerinin Tespitine İlişkin Kararlara Karşı Dava Yolu
a. Genel Olarak 2002 yılında 4751 sayılı Vergi Usul Kanunu, Emlâk Vergisi Kanunu ve Harçlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile Emlak Vergisi Kanunu'nda yapılan değişiklikler akabinde emlak vergisi matrahının tespitinde beyan esası kaldırılmış ve idari makamlarca yapılacak takdir ve tespit usulüne geçilmiştir
-
27.7.2025
Doğrudan Satışlar Hakkında Yönetmelik Yayınlandı
Ticaret Bakanlığı ("Bakanlık") tarafından 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun' un 47/A ve 84' üncü maddelerine dayanılarak düzenlenen Doğrudan Satışlar Hakkında Yönetmelik ("Yönetmelik"), 08.08.2025 tarihli ve 32980 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
-
15.7.2025
Hükümlülük Ve Tutukluluk Nedeniyle İşverenin Fesih Hakkı Ve Hukuki Sonuçları
İşçi ve işveren arasındaki dengenin korunması esasına dayalı dinamik bir alan olan iş hukuku uygulamasında; işçinin iş görme edimini yerine getirememesi hali, özellikle de bu durumun hükümlülük veya tutukluluk gibi bireysel özgürlüğü kısıtlayıcı hallerden kaynaklanması, iş sözleşmesinin feshine ilişkin önemli hukuki sonuçlar doğurmaktadır.