KONUT VE ÇATILI İŞYERİ KİRASI SÖZLEŞMESİ KAPSAMINDA KİRACININ GÜVENCE VERMESİNDE KANUN KOYUCU HANGİ NOKTALARA DİKKAT EDİLMESİ GEREKTİĞİNİ SÖYLÜYOR? 10 Eylül 2020
Kira sözleşmelerinde yeni dönem başladı. Depozito uygulamasına ilişkin açıklamalarımız aşağıda bulabilirsiniz
Ülkemizde uzun yıllar uygulanmış olan 6570 sayılı “Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun”’, 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı “Türk Borçlar Kanunu” ile yürürlükten kaldırılmıştır. Bu durumun yarattığı boşluk, 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı “Türk Borçlar Kanunu” 339-356 hükümleri ile giderilmeye çalışılmıştır. 6098 sayılı “Türk Borçlar Kanunu” hükümleri, mülga 6570 sayılı “Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun” ve bu kanuna yönelik doğan uyuşmazlıklar neticesinde Yargıtay’ın verdiği kararların esas alındığı görülmektedir.
6098 sayılı “Türk Borçlar Kanunu” hükümleri ile getirilen yeniliklerden birisi de konut ve çatılı işyerlerine ilişkin kira sözleşmelerinde, kiracının güvence (depozito) verme borcunun (TBK m.342) açık bir hükümle düzenlenmiş olmasıdır.
Bu hükümler dahilinde konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerinde kiracının vereceği güvence (depozito) ile ilgili detaylara değinerek sizlere tekrardan hatırlatmak isteriz.
Kiracının güvence vermesi nedir? Hangi amaçla bu prosedür uygulanmaktadır?
Konut ve çatılı iş yeri kirası sözleşmelerinde güvence (depozito), kira sözleşmesi sona erdiğinde kiracının kiralananaverdiği zararların giderilmesi amacıyla kira sözleşmesi kurulduğunda kiracı tarafından kiraya verene verilen çoğu zaman para veya kıymetli evraktan oluşan teminattır.
Depozitonun tek amacı ve fonksiyonu, kiraya verenin alacaklarına karşılık bir teminat teşkil etmesidir. Bunun dışında kiraya veren açısından başka bir işlevi, amacı yoktur.
Depozitonun şartları nelerdir? Kiracının depozitoyu geri alabilmesi için kira sözleşmesinin başında nelere dikkat etmesi gerekmektedir?
Öncelikle kiracının güvence verme borcunun (depozitonun) taraflar arasındaki sadece konut ve çatılı işyeri kira sözleşmesi çerçevesinde kararlaştırılmışsa uygulanacak olmasıdır.
Konut ve çatılı işyeri kira sözleşmesi dahilinde kiracıdan istenebilecek depozito bedeli 3 aylık kira bedelinden fazla kararlaştırılamaz.(TBK m.342/1). Diğer bir anlatımla, 3 aylık güvence parası azaltılabilir, fakat arttırılamaz.
Depozitonun geri alınabilmesi için dikkat edilmesi gereken en önemli husus; sözleşmede kiralananın teslim alındığı şekilde teslim edilmekte olduğunun ispatlanması gerekliliğidir. Bu itibarla; depozitonun geri alınması için en önemli deliller; yazılı kira sözleşmesi olması, bu kira sözleşmesinde kiralanan yerin teslim anındaki ayrıntılı durumu ve kiralananın ne şartlar altında kiraya verene geri teslim edileceğine yer verilmiş olması ile bu kira sözleşmesinin eki olarak kiralananın kiracıya teslim edildiği haline ilişkin görseller olduğu unutulmamalıdır. Yine kiralananın tahliye edilme anında da kiralanın kiraya verene teslim edildiğine dair bir tutanak tutulmalıdır. Aksi takdirde, kiracının kiralanana verdiği zarar verip vermediği haliyle depozitonun iade edilip edilmeyeceği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık oluşacaktır.
Depozito bedelinin sözleşme başlangıcında kiralayan tarafından teslim alındığı nasıl ispatlanabilir?
Birçoğumuzun aklında kira sözleşmesi dahilinde kiracı tarafından verilen depozitonun kira sözleşmesi bitiminde nasıl alınacağı hakkında soru işareti bulunmaktadır.
Depozitonun alınmasına ilişkin diğer şartların oluştuğunu varsaydığımızda, kiracı tarafından depozitonun geri alınabilmesi noktasında da uygulamada bir çok sorun ortaya çıkmaktadır. Bu sorun da, kiracının güvence (depozito) verme borcunun nasıl ifa ettiği ile ilgidir. Bu bakımdan da kiracı depozitoyu kiraya verene teslim ettiğine dair bir ispat yükü altındadır. Kiracının ispat yükünü yerine getirebilmesi adına depozito olarak para veya kıymetli evrak verilmesi kararlaştırılması ve paranın bankaya vadeli tasarruf hesabına veya kıymetli evrakın bankaya depo edilerek belgelenmesi gerekecektir.
Kanun koyucu da aynı doğrultuda düşünmüştür ki TBK m.342/2 de direkt olarak şu ifadelere yer vermiştir: “Güvence olarak para veya kıymetli evrak verilmesi kararlaştırılmışsa kiracı, kiraya verenin onayı olmaksızın çekilmemek üzere, parayı vadeli bir tasarruf hesabına yatırır, kıymetli evrakı ise bir bankaya depo eder.”
Konut ve çatılı işyeri kirası sözleşmelerinde 3 ayı aşan bir depozito belirlenirse sonuçları ne olacaktır?
Doktrinde yer alan ve uygulamada da esas alınan görüşe göre TBK m. 342/1 kiracı lehine “nisbi emredici hüküm” olarak nitelendirilmektedir. Bu da şu anlama gelir: İlgili hüküm kiracının yararına olduğu noktalarda değiştirilebilir, kiraya veren lehine değiştirilmesi mümkün değildir. Yani depozito bedeli 1, 2 aylık kira bedeli olarak belirlenebilirken 4 ay ve daha fazlası olması halinde aşan miktar geçersiz olarak kabul edilecektir ve kiracı bu meblağın kendisine iade edilmesini talep edebilecektir.
Depozito neden vadeli bir tasarruf hesabına yatırılmalıdır, yatırılmamasının sonuçları nelerdir?
Kanun koyucu söz konusu güvencenin değerini koruması amacıyla kiracı tarafından yatırılan depozito bedeli kiraya verenin onayı olmaksızın çekilmemek üzere; para ise bankaya vadeli tasarruf hesabına veya kıymetli evrak ise bankaya depo edilmesini istemiştir. Böylelikle kanun koyucu teminat olarak bırakılan depozitonun enflasyon sebebiyle değerini kaybetmesinin ve menfaatler dengesinin bozulmasının önüne geçmeyi amaçlamıştır. Bu hesaba yatırılan meblağ iki tarafın rızasıyla veya icra takibinin kesinleşmesiyle ya da kesinleşmiş mahkeme kararına dayanarak iki taraftan birine verilirken (TBK m.342/2) tüm faizleriyle birlikte hak sahibinin olacaktır.
Depozito söz konusu hükümde belirtildiği gibi vadeli bir tasarruf hesabına yatırılmaz/yatırılmamış ise ve elden teslim edilmişse; bu durum kiracı açısından ispat yükünü zorlaştırsa dahi Yargıtay’ın yerleşik içtihatı doğrultusunda depozito bedeli böyle bir hesaba yatırılmışçasına üzerine faiz işleyecektir. Böylece eklenecek faiz, anaparaya ilave edilerek duruma göre kiracıya iade edilmek veya kiraya verene verilmek durumundadır.
Kiracı açısından depozitoyu geri alabilmenin şartları nelerdir? Nasıl bir yol izlenmelidir?
Kiracının sözleşme sona ererken ana borcu kiralananı aldığı şekilde veya sözleşmede yazan şekilde teslim etmektir. Örneğin; kiralanan boyalı, temiz bir şekilde teslim alınmış ise kira sözleşmesi sonunda da aynı şekilde teslim edilmesi gerekmektedir.
Depozitonun iadesi normal şartlar altında kira sözleşmesinin bitiminde yapılmalıdır. Eğer kira sözleşmesinde aksine bir düzenleme yoksa kiralanan yeri sözleşme şartlarına uygun olarak kullanan kiracı, kiralanan yeri tahliye ettiğinde kiraya verenin de depozitoyu iade etmesi gerekmektedir. Depozito için öncelikle kiraya verene başvurmak gerekmektedir. Bu başvurunun yazılı olması ispat açısından kiracının lehine olacaktır. Başvuru üzerine kiraya veren depozito ödemezse kiraya veren aleyhine icra takibi başlatılabilir.
Ülkemizdeki depozito uygulaması dikkate alındığında, genelde kira sözleşmesi sona ermiş, kiracı tahliyeyi gerçekleştirmiş ve kiracının kiralanana bir zarar vermediği anlaşıldıktan sonra iade gerçekleşecektir. Doğal olarak tarafların anlaşması halinde, güvencenin bir kısmının kiracıya, bir kısmının kiraya verene ödenmesi şeklinde de yapılabilecektir.
Diğer Haberler
-
26.6.2025
Konkordato Mühletinin Rehinli Alacaklılar Bakımından Sonuçları
İcra ve İflas Kanunu'nun 285. maddesi uyarınca, borçlarını vadesinde ödeyemeyen veya ödeyememe riski taşıyan borçlu, konkordato talep edebilir. Talep üzerine borçluya verilen mühlet süresince İcra İflas Kanunu 294/1 hükmü gereğince hiçbir icra takibi başlatılamaz; başlamış olanlar ise durur.
-
24.6.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Zorunluluğu
14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ ("Tebliğ") ile birlikte ticari defterleri elektronik ortamda tutmakla yükümlü olan ticaret şirketlerinin belirlenmesi, bu defterlerin elektronik ortamda oluşturulması, tutulması, saklanması ve ibrazı ile bu işlemlerin gerçekleştirileceği sistemin işleyişine ilişkin usul ve esaslarını düzenlenmiştir.
-
17.6.2025
Halka Açık Şirketlerde M&A Dinamikleri: Borsa İstanbul Üzerinden Yeni Yatırım Stratejileri
Son yıllarda Türkiye'de halka arzlar rekor seviyelere ulaştı. 2023 ve 2024'te çok sayıda şirket halka arz işlemi sonucunda Borsa İstanbul'da işlem görmeye başladı. Küçük yatırımcıların yoğun ilgisiyle dikkat çeken bu halka arzlar, şirketlerin şeffaflık ve görünürlük kazandığı önemli stratejik hamleler olarak öne çıkmakla birlikte önemli bir finansman aracı olarak da rol oynamaktadır. Halka arz ile birlikte halka açık şirketler/ ortaklıklar artık sadece küçük yatırımcıların değil, yerli / yabancı stratejik ve finansal yatırımcıların da radarına girmektedir.
-
15.6.2025
Yargıtay, Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerine İlişkin Olarak Yıllardır Sürdürdüğü "Avans Tapu" Olarak Bilinen İçtihadından Vazgeçti.
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri, ülkemizdeki inşaat sektöründe yaygın bir uygulamadır.
-
10.6.2025
Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği'nde Yapılan Değişiklik İade Kargo Ücreti Ve Elektronikte Cayma Hakkı
24 Mayıs 2025 tarihli ve 32909 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ("Değişiklik Yönetmeliği") ile mesafeli satışlara yönelik önemli değişikliğe gidildi. Değişiklik Yönetmeliği ile gelen önemli değişiklikler şu şekildedir;
-
4.6.2025
İşçilere Bankalar Aracılığıyla Ödenecek İstihkaklara İlişkin Yönetmelik Değişikliği Hakkında
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanarak 4 Haziran 2025 tarihli 32920 sayılı Resmî Gazete 'de yayımlanan "Ücret, Prim, İkramiye ve Bu Nitelikteki Her Türlü İstihkakın Bankalar Aracılığıyla Ödenmesine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik" 01.07.2025 tarihi itibariyle yürürlüğe girecektir.
-
29.5.2025
Enflasyon Karşısında Nafaka, Nafaka Artırımı ve Döviz Olarak Nafaka Ödenmesi Sorunu
Boşanma davaları sonucunda hükümle hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakaları, genellikle belirli bir tutar üzerinden sabitlenmekte ve yıllar boyunca ya aynı tutarda kalmakta ya da mahkemece belirlenen oranlarda sınırlı şekilde artırılmaktadır. Yine aynı şekilde yargılama sürecince belirlenen tedbir nafakasında yargılamanın uzun sürmesi ve yüksek enflasyon nedeniyle zaman içinde nafakanın yetersiz hale gelmesine neden olmakta; bu da nafaka uygulamasının işlevselliğini önemli ölçüde engellemektedir.
-
22.5.2025
Mazeret İzni Hakkı: Süreler, Uygulama Ve Değerlendirme
Mazeret İzninin Yasal Dayanağı ve Tanımı: İşçinin işgörme edimini yerine getirmesini engelleyecek ancak dürüstlük kuralı gereği çalışmasının kendisinden beklenemeyeceği bazı durumlarda işçinin mazeretli sayılması gerekmektedir. 6645 sayılı Kanun ile 2015 yılında getirilen düzenleme sonucu, işçilerin mazeret izni 4857 sayılı İş Kanunu'nun Ek Madde 2 hükmünde düzenlenmiştir.
-
19.5.2025
Arama Motorları Özelinde Unutulma Hakkı
Gün geçtikçe gelişen teknoloji ile, kişisel veriler dijital ortamda hızla kaydedilmekte ve uzun süreler boyunca saklanabilmektedir. Bu durum, bireylerin geçmişte yaşadıkları olumsuz olayların veya zamanla değişen fikirlerinin sürekli olarak erişilebilir olmasına neden olmaktadır. Özellikle arama motorları, bireylerin ad ve soyadı ile yapılan aramalarda çıkan sonuçları indeksleyerek kişisel verilerin geniş kitlelerce ulaşılabilir olmasını sağlamaktadır. Bu çerçevede "Unutulma Hakkı" bireylerin, dijital ortamda kendileriyle ilgili kişisel verilerin silinmesini ya da kişisel verilere erişimin kısıtlanmasını talep edebilme hakkı olarak öne çıkmaktadır.
-
15.5.2025
Türk Hukukunda Cezai Şart, Cezai Şartta İndirim ve Pratik Anlayışlar
Borçlar hukukunun temel kavramlarından biri olan "cezai şart", borçlunun edimini gereği gibi ifa etmemesi hâlinde, alacaklıya sağlanan önemli bir teminat işlevi görmektedir. Sözleşme serbestisi ilkesinin bir uzantısı olarak, taraflar borcun hiç ya da gereği gibi ifa edilmemesi durumunda önceden belirlenmiş bir bedelin ödenmesini kararlaştırmak suretiyle hem ifayı teşvik etmekte hem de doğabilecek zararların ispat yükünü hafifletmektedir.
-
12.5.2025
ABD Gümrük Tarifeleri ve M&A İşlemlerine Etkisi Üzerine Değerlendirme
ABD Başkanı Donald Trump, yakın zamanda "ekonomik bağımsızlık bildirgesi" olarak bir açıklamada bulundu. Buna göre de, tüm ülkelere karşılık esasına dayalı bir gümrük tarifesi yürürlüğe girdi. Türkiye için bu ek vergi oranı %10 olarak, yani, asgari oranda belirlendi
-
11.2.2025
EPDK Kararı: Elektrik Piyasası Şirketlerine Yabancı Yatırımcıya Pay Devirlerinde Sermaye Artırım Yükümlülüğü
1. Mevcut Düzenleme Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ("EPDK" veya "Kurum") tarafından, elektrik piyasasında faaliyet gösteren şirketlerin sermayelerinde gerçekleşecek pay devirleri, Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği'nin ("Yönetmelik") 57. maddesinde düzenlenmektedir.
-
28.1.2025
Türk Rekabet Kurulu 2024 Yılı Birleşme Ve Devralma Görünüm Raporu Yayımlandı
Türk Rekabet Kurumu, Rekabet Kurulu tarafından 2024 yılında gerçekleştirilen birleşme, devralma ve özelleştirme işlemlerine ilişkin raporunu ("Rapor") 7 Ocak 2025 tarihinde yayımladı.
-
16.1.2025
Halka Arz Şartlarında Mali Eşikler 2025 Yılı İçin Güncellendi
2025 yılı için Halka arz işlemlerinde aranan mali sınırlar hem Sermaye Piyasası Kurulu ("SPK") hem de Borsa İstanbul ("BIST") tarafından güncellendi. İşte dikkat çekici yenilikler;
-
21.11.2024
Elektronik Ortamda Açık Artırma Suretiyle Satış Usulü ve 9. Yargı Paketiyle Getirilen Yeni Düzenlemelerin Hukuki Boyutu
9. Yargı Paketi kapsamında yapılan düzenlemelerle birlikte, elektronik ortamda haczedilen malların satışı, İcra ve İflas Kanunu'nun 111/b maddesi kapsamında yeni bir yasal çerçeveye oturtulmuştur. Haczedilen malların satış işlemleri, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi'ne (UYAP) entegre bir elektronik satış portalında açık artırma suretiyle gerçekleştirilmektedir. Ancak yasadaki boşluklar nedeniyle satış işlemlerinin nasıl gerçekleştirileceğine dair net bir uygulama sergilenememekteydi. Kanun koyucular tarafından elektronik satışa yönelik 8. ve 9. Yargı Paketi'nde yasaya eklemeler yapılması ve oluşturulan düzenleme, gerek icra süreçlerinin hızlandırılması gerekse satış işlemlerinin daha güvenli ve şeffaf bir ortamda yapılması açısından önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.