7531 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Yayımlandı 14 Kasım 2024
Kamuoyu nezdinde 9. Yargı Paketi olarak da bilinen 7531 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun1 ("Kanun"), 14.11.2024 tarih ve 32722 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanmış olup 17 farklı kanunda önemli değişiklikler barındırmaktadır.
|
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda yapılan bazı değişiklikler şu şekildedir: |
|
286. madde değiştirilerek anneye de soybağının reddi davası açma hakkı verilmiştir. Bu bağlamda yeniden düzenlenen 289.madde uyarınca annenin bu davayı doğumdan itibaren en geç bir yıl içerisinde açabileceği düzenlenmiştir. |
|
314. madde Anayasa Mahkemesinin iptal hükmü gereği yeniden düzenlenmiş ve birlikte evlat edinme durumunda evlat edinen eşlerin adlarının ana ve baba olarak yazılmasına imkân tanınmıştır. |
|
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nda yapılan bazı değişiklikler şu şekildedir: |
|
17/B maddesine eklenen 6.fıkra ile taşınmaza ilişkin icra edilebilirlik şerhi verilen anlaşma belgesi ile taraflardan herhangi birisinin tapu müdürlüğünden tek başına tescil talebinde bulunabilmesi mümkün hale gelmiştir. |
|
Geçerli bir mazeret göstermeksizin arabuluculuk ilk toplantısına katılmayan tarafın yargılama giderlerinin tamamına mahkûm edileceğine ilişkin 18/A-11 hükmü "karşı tarafın ödemekle yükümlü olduğu yargılama giderlerinin yarısından sorumlu tutulur" şeklinde değiştirilmiştir. |
|
20/2-E bendine eklenen ibare ile mesleğinde 20 yıl kıdeme sahip olan hukukçuların arabuluculuk eğitimi alarak arabulucu olabilme imkânı tanınmıştır. |
|
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda yapılan bazı önemli değişiklikler şu şekildedir: |
|
Elektronik ortamda açık artırma suretiyle yapılan satışlara ilişkin İcra ve İflas Kanunu 111/b-4. fıkrasında yapılan değişiklik uyarınca; teklifler arasındaki farkın muhammen kıymetinin "binde beşinden ve her halde bin Türk lirasından az" olamayacağı düzenlenmiştir. |
|
Açık artırma yolu ile yapılan e-satışlarda ise uzama süresinin her yeni tekliften itibaren yeniden başlamak üzere üçer dakikalık sürelerle bir saate kadar uzayabilmesine imkân tanınmıştır. |
|
5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'da yapılan bazı değişiklikler şu şekildedir: |
|
5235 sayılı Kanun'a "Hukuk Daireleri İş Bölümü İncelemesi" başlıklı 35/A maddesi eklenmiştir. Bu kapsamda, istinaf incelemesi için dosya kendisine gönderilen hukuk dairesinin 1 ay içerisinde ön inceleme yaparak görev hususunda karar vermesi öngörülmektedir. Gönderme kararı üzerine dosya kendisine gelen hukuk dairesi ise görevli olmadığına dair kanaatini 2 hafta içerisinde yapacağı ön inceleme sonucunda bildirecektir. Belirlenen bu sürelerden sonra ise gönderme kararı verilemeyecektir. |
|
Yer verilen değişiklikler Kanun'un Resmî Gazete'de yayımlandığı tarih itibariyle yürürlüğe girmiştir. |
|
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 73/2. maddesinde yapılan değişiklikler şu şekildedir: |
|
Yapılan değişiklik ile, şikâyet hakkının kullanımı bakımından hakaret suçuna ilişkin bir istisna getirilmiştir. Bilindiği üzere şikâyete bağlı suçlar hakkında 6 aylık bir şikâyet süresi öngörülmüştür. İlgili süre, dava ve ceza zamanaşımı süreleri saklı kalmak kaydıyla şikâyet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlamaktadır. Yapılan değişiklik ile hakaret suçu bakımından bu sürenin üst sınırı olarak diğer suçlarda olduğu gibi dava ve ceza zamanaşımı süresi değil, 2 yıllık bir süre öngörülmüştür. Bu durumda şikayetçi, fiili ve faili daha geç bir tarihte öğrenmişse, suçun üzerinden 2 yıl geçmekle şikâyet hakkını kaybetmiş olacaktır. |
|
Bu değişiklik, 14.11.2024 olan yürürlük tarihinde soruşturma veya kovuşturma evresine geçilmiş dosyalar bakımından uygulanmayacaktır. |
|
5237 sayılı Kanunun 75/6. maddesinde yapılan değişiklikler şu şekildedir: |
|
Yapılan değişiklik ile hakaret suçunun sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi; dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı işlenmesi ve kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle işlenmesi halleri ön ödeme kapsamına alınmıştır. Bu sebeple hakaret suçunun sayılan hallerine ilişkin olarak başlatılan soruşturma kapsamında belirlenecek ön ödeme tutarının Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödendiği takdirde şüpheli hakkında kamu davası açılmayacaktır. |
|
Bu değişiklik, 14.11.2024 olan yürürlük tarihi itibariyle soruşturma veya kovuşturma evresinde bulunan dosyalar bakımından uygulanmayacaktır. |
|
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253/3. maddesinde yapılan değişiklikler şu şekildedir: |
|
-Yapılan değişiklik ile hakaret suçunun sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hali uzlaştırma kapsamından çıkarılmıştır. |
|
Bu değişiklik, 14.11.2024 olan yürürlük tarihi itibariyle soruşturma veya kovuşturma evresinde bulunan dosyalar bakımından uygulanmayacaktır. |
|
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253/4. maddesinde yapılan değişiklikler şu şekildedir: |
|
Yapılan değişiklik ile uzlaştırmaya tabi suçlar bakımından yürütülen soruşturma kapsamında, şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılıyorken, bu süre 7 güne çıkarılmıştır. |
|
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253/19. maddesinde yapılan değişiklikler şu şekildedir: |
|
Yapılan değişiklik ile uzlaşmanın sağlanması halinde, uzlaşma anında tespit edilemeyen veya uzlaşmadan sonra ortaya çıkan zararlar hariç olmak üzere soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağı hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla zarar miktarının halihazırda belirlenebilir olduğu haller ile daha sonra bir zararın ortaya çıkmadığı haller bakımından uzlaşma, tazminat talebinden feragat sonucunu doğuracaktır. |
|
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253/24. maddesinde yapılan değişiklikler şu şekildedir: |
|
Yapılan değişiklik ile hukuk fakültesi mezunu olmak uzlaştırmacı olmak bakımından bir şart haline getirilmiştir. Bu değişiklik, 14.11.2024 olan yürürlük tarihinden önce yapılan uzlaştırmacı yazılı sınavlarında başarılı olanlar hakkında uygulanmayacaktır. |
|
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 254/2. maddesinde yapılan değişiklikler şu şekildedir: |
|
Yapılan değişiklik ile uzlaşma kapsamında belirlenecek olan edimin sanık tarafından yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde; durma kararı verileceği, bu süreçte dava ve ceza zamanaşımı sürelerinin işlemeyeceği, sanığın uzlaşmanın gereklerini yerine getirmemesi halinde ise yargılamaya kalındığı yerden devam edileceği hükme bağlanmıştır. Bu değişiklik, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen dosyalar bakımından uygulanmayacaktır. |
|
_____________________________ 1 https://www.resmigazete.gov.tr/ eskiler/ 2024/ 10/ 20241030-4.htm (Çevrimiçi) (Erişim Tarihi: 04.11.2024) |
Diğer Haberler
-
23.10.2025
Asıl ve Alt İşverenin Arabuluculuğa Birlikte Katılma Zorunluluğu Anayasa Mahkemesi Kararı ile Kaldırıldı
Çalışma hayatında iş ilişkilerinin sona ermesi sonrasında işçinin işe iade talebiyle başvurabileceği arabuluculuk sürecine ilişkin önemli bir Anayasa Mahkemesi kararı yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinin (15) numaralı fıkrasında yer alan, "Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hâllerde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması gerekir" hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vermiştir. Söz konusu karar, 17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
-
22.10.2025
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanına Döviz Ve Para Hareketlerini Sınırlama Yetkisi Veren Kanun Hükmünü İptal Etti!
15 Ekim 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi ("Mahkeme")17 Haziran 2025 tarihli, E. 2024/193, K. 2025/136 sayılı kararıyla1 ("Karar") 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un ("Kanun") 1. maddesini ("Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım satımı ve kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin alım satımı, kıymetli madenlerin rafinajı ile tüm bu eşya ve kıymetlerin, ticari senetlerin ve tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk Parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.") iptal etmiştir.
-
20.10.2025
Borçlu Dışındaki Kişiye Ait Malların Haczi ve Hukuki Hakların Korunmas
İcra takibi sürecinde borçlunun malvarlığına dahil olmayan üçüncü kişilere ait malların haczi, uygulamada sıkça karşılaşılan ve ciddi mağduriyetlere yol açan bir durumdur. Özellikle eşler arasında mal rejimi kaynaklı belirsizlikler ile birlikte mülkiyet ilişkileri, icra işlemlerinde mülkiyetin kime ait olduğunun doğru şekilde tespitini zorlaştırmaktadır. Bu kapsamda, borçlunun eşinin veya bir başka üçüncü kişinin malı üzerine haciz tatbik edilmesi halinde başvurulabilecek hukuki koruma yollarının en önemlisi istihkak iddiasıdır.
-
19.10.2025
Rekabet Hukuku Çerçevesinde Birleşme ve Devralmalar ve Bildirim Yükümlülüğü
Birleşme ve devralmalar (M&A), şirketlerin büyüme ve yeniden yapılanma stratejilerinin merkezinde yer almaktadır. Şirketlerin gerek ulusal, gerekse uluslararası ölçekte genişleme, pazar paylarını artırma yahut yeni pazarlara giriş yapma amacına hizmet eden bu işlemler, yalnızca ekonomik ve ticari sonuçlar doğurmakla kalmayıp, aynı zamanda ilgili pazardaki rekabet dinamiklerini doğrudan etkileyebilme potansiyeli taşımaktadır. Bu sebeple, birleşme ve devralma işlemleri, pazardaki rekabet yapısını etkileyebilir. Bu özelliğinden dolayı, M&A işlemleri stratejik fırsatlar yaratırken, rekabet düzeninin sürdürülebilirliği açısından da düzenleyici otoritelerin titizlikle değerlendirdiği alanlardan biridir.
-
16.10.2025
OSB Uygulama Yönetmeliğinde Önemli Değişiklik: Katılımcılara Ek Süre İmkânı
17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'ne Geçici Madde 13 eklenmiştir. Bu yeni düzenleme, yapı ruhsatı veya işyeri açma ve çalışma ruhsatı almamış OSB katılımcılarına belirli şartlar altında ek süre tanınmasına olanak sağlamaktadır.
-
14.10.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulma Yükümlülüğünde Güncel Durum
1. GİRİŞ 20 Eylül 2025 tarihli ve 33023 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ("Değişiklik Tebliği") ile, 14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ”e (“Tebliğ") önemli değişiklikler getirilmiştir.
-
24.9.2025
İşe İade Kararı Sonrası İşverenin Yapması Gereken Sgk İşlemleri
Kesinleşen işe iade kararını tebliğ alarak 10 iş günü içinde işe başlama iradesini işverene ileten işçiyi, İşveren işe başlatabileceği gibi işe başlatmayarak mahkeme kararında tespit edilen 4 aylık boşta geçen süre ücretinin yanı sıra işe başlatmama tazminatını da ödeyebilir. Görüldüğü üzere işverenin bu durumda iki seçimlik hakkı bulunmakla birlikte SGK nezdinde yapılacak işlemler her iki durumda da birbirinden farklıdır.
-
18.9.2025
Yargıtay İBK ile Rekabet Yasağına Aykırılık Davalarında Asliye Ticaret Mahkemelerinin Görevli Olduğuna Karar Verilmiştir
1. Giriş Rekabet etmeme borcu, işçinin işverene karşı olan sadakat borcunun bir türüdür. İşçi, iş sözleşmesinin devamı süresince işverenle rekabet etmemeyi sadakat borcu kapsamında üstlenmektedir. Bununla birlikte, Türk hukukunda iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmesini yasaklayan herhangi bir kanuni düzenleme bulunmamaktadır. Fakat taraflar, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra işçinin işverene karşı rekabet etmemesini serbest iradeleri ile kararlaştırabilmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 444-447. maddeleri arasında da işçi ile işveren arasında kurulabilecek rekabet yasağı sözleşmesine ilişkin düzenlemeler ve sınırlamalar yer almaktadır.
-
15.9.2025
Transfer Ücreti: Hukuki Niteliği ve Uygulamadaki Yeri
1. Giriş Transfer ücreti, İş Kanunu'nda doğrudan tanımlanmış bir kavram olmayıp, uygulamadaki çerçevesi ve hukuki niteliği büyük ölçüde Yargıtay kararları ile şekillenmiştir. Özellikle rekabetin yoğun ve uzman iş gücünün sınırlı olduğu sektörlerde gündeme gelen bu uygulama, işverenlerin çalışan politikaları bakımından dikkatle ele alınması gereken bir ödeme türüdür.
-
4.9.2025
İş Gücü Piyasalarında Rekabet: Kaçınılması Gereken İnsan Kaynakları Uygulamaları
Piyasaların sağlıklı işleyişini temin etmek, rekabeti engelleyen uygulamaları tespit etmek ve ihlallere yönelik yaptırımlar uygulamakla görevli olan Rekabet Kurumu ("Kurum"), 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ("Kanun") uyarınca girdi ve çıktı piyasaları arasında ayrım gözetmeksizin çalışmalar yürütmektedir. İş gücü piyasaları, son dönemde teşebbüslerin girdi piyasalarında rekabet ettikleri başlıca alanlardan biri olarak öne çıkmış ve çeşitli ek dinamiklerin de etkisiyle, Kurum'un artan ölçüde odaklandığı bir piyasa haline gelmiştir. 21 Kasım 2024 tarihinde Kurum tarafından kabul edilen İş Gücü Piyasalarındaki Rekabet İhlallerine Yönelik Kılavuz ("Kılavuz"), iş gücü piyasalarında rekabet ihlallerinin önlenmesine ilişkin önemli bir rehber niteliği taşımaktadır. Bu bültende, Kılavuz ve Kurum bünyesinde görev yapan Rekabet Kurulu'nun ("Kurul") kararları ışığında (i) rekabet hukukunun işgücü piyasalarına uygulanmasıyla ilgili temel bilgi ve prensipler ve (ii) iş gücü piyasalarında rekabet ederken dikkat edilmesi gereken temel yasaklı uygulamalar ele alınacaktır.
-
28.8.2025
İşçinin Uzun Süre Boyunca Raporlu Olması İşverene İş Sözleşmesini Feshetme Hakkı Verir Mi?
İşçi-işveren ilişkilerinde, uzun süreli sağlık raporlarının iş sözleşmesinin akıbetini doğrudan etkilemesi hem çalışanlar hem de işverenler açısından kritik bir öneme sahiptir. Özellikle belirli bir süre boyunca devam eden kesintisiz rapor süreleri, İş Kanunu'nun 25/I-b bendinde, işverenin haklı ve derhal fesih imkanını ve işçiye sağlanacak hakları belirleyen özel bir düzenleme olarak mevzuatta yer almaktadır. Bu kapsamda, işverenin işçinin uzun süreli raporu sonrasında haklı nedenle fesih hakkını nasıl kullanabileceği ve bu sürecin yasal dayanakları ayrıntılı olarak incelenmelidir.
-
17.8.2025
SMS Doğrulama Kodları ve KVKK'nın 2025/1072 Sayılı İlke Kararı
Kişisel Verileri Koruma Kurulu'nun 10 Haziran 2025 tarihli ve 2025/1072 sayılı İlke Kararı, ticari hayatta yaygın bir uygulama haline gelen SMS doğrulama kodları üzerinden kişisel veri işleme faaliyetlerine ilişkin önemli düzenlemeler getirmektedir. Bu karar, özellikle perakende satış ve hizmet sektörlerinde müşteri ilişkileri yönetiminde köklü değişiklikleri zorunlu kılmaktadır.
-
10.8.2025
Yenilenebilir Enerji Üretimi Şirketlerinde Birleşme Devralma İşlemleri
Son yıllarda Türkiye'de elektrik enerjisi piyasasında dikkat çeken gelişmeler, üretim kapasitesinin artırılmasına yönelik yatırımlarla sınırlı kalmamakta, yenilenebilir enerji alanındaki şirketlere yapılan stratejik yatırımlar ve birleşme devralma işlemleriyle de gündeme geliyor.
-
30.7.2025
Kısmi Süreli İş Sözleşmesi'nde Yıllık İzin ile Kıdem ve İhbar Tazminatı
Kısmi Süreli İş Sözleşmesi 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 13. Maddesi'nde "İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir." şeklinde tanımlanmıştır.
-
29.7.2025
Emlak Vergisi Değerlerinin Tespitine İlişkin Kararlara Karşı Dava Yolu
a. Genel Olarak 2002 yılında 4751 sayılı Vergi Usul Kanunu, Emlâk Vergisi Kanunu ve Harçlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile Emlak Vergisi Kanunu'nda yapılan değişiklikler akabinde emlak vergisi matrahının tespitinde beyan esası kaldırılmış ve idari makamlarca yapılacak takdir ve tespit usulüne geçilmiştir